Geçtiğimiz yaz Ali Murat Hamarat aracılığıyla tanışmıştım sanatçı Ahmet Öğüt’le. Kimlik üzerine kafa yoran Ahmet, Türkiye’de amatör-profesyonel olarak top koşturan 203 Mehmet Yıldız’ı bir illüstrasyona…
Geçtiğimiz yaz Ali Murat Hamarat aracılığıyla tanışmıştım sanatçı Ahmet Öğüt’le. Kimlik üzerine kafa yoran Ahmet, Türkiye’de amatör-profesyonel olarak top koşturan 203 Mehmet Yıldız’ı bir illüstrasyona…
Dürüst başlamak istiyorum: Ben Emo’lardan hoşlanmıyorum. Müziklerinden, hayata bakışlarından en az ait oldukları çağdan sıkıldığım kadar sıkılıyorum. Dahası, İstanbul’da belli başlı toplaşma yerlerinden bir tanesi benim yan sokağım. Cumartesi gündüzleri canım örneğin Moda’ya yürümek isterse Vans reklamından fırlamış bir güruhu yarıp geçmek zorundayım. Üstüme kaynaksız depresyonları siniyor, sevmiyorum. Kendi ergenlik çağımda tiksindiğim grunge insanlarına (ki biz gringo derdik onlara) rahmet okutuyorlar.
Lâkin, şu son C bilmemne’yle B bişey’in kaybolma olayından sonraçıkan yazılar, beni bu yazıyı yazmaya itti.