İstatistik kategorilerinin en ?havalı?larından biridir ?gol krallığı.? Her ligin, her büyük turnuvanın sonunda bir gol kralı veya meşin yuvarlağın artık cinsiyet eşitliği için yuvarlandığını düşünürsek, gol kraliçesi çıkar ortaya. Ve kuşkusuz, şampiyonun ardından spot ışıklarında kendisine en çok yer bulan da o olur. Ancak son yıllarda, gol krallığına ulaşan isimlerin şanslarının, sonraki dönemde pek de yaver gitmediğini görüyoruz. Üzerlerindeki baskının artmasından mı yoksa defans oyuncularının artık ?uyanmış? olmalarından mıdır bilinmez, ileri uç oyuncuları arasında bir sezon güneşe çok yakın uçtuktan sonra balmumundan kanatları eriyip düşüşe geçen Ikarus?ların sayısı oldukça fazla. Sizin için ani irtifa kaybeden bu isimleri derledik.
Türkiye?de özellikle 2000?li yıllardan itibaren birden düşüşe geçen kralların sayısı oldukça fazla. 1999-2000 sezonunu 30 golle zirvede bitiren Serkan Aykut da bunlardan biri. Samsunspor?un Tanju Çolak?tan sonra tarihinde çıkardığı ikinci gol kralı olan Serkan; sezon bitiminde İskoç ekibi Rangers?a çalışma izni alamadığı için gidememiş, Türkiye?deki büyük takımları peşinde koşturduktan sonra Galatasaray?a transfer olmuştu. Sarı-kırmızılı ekipte iki sezon kalan oyuncu, Galatasaray formasıyla her ne kadar Samsun?daki günlerine yaklaşamasa da 23 gol kaydetti. Ancak ne bu goller ne de 2001-02 sezonunda Sofya?da oynanan Levski maçında Galatasaray?ı Şampiyonlar Ligi?ne taşıyan golü atması takımda kalmasını sağlayamadı. İstanbul macerası kısa süren oyuncu, eski kulübüne döndü ve geçtiğimiz sezonun sonunda futbolu bıraktı. Serkan Aykut?tan bir sezon sonra gol krallığına ulaşan Okan Yılmaz da biraz daha gecikmeli olmakla beraber aynı kaderi yaşadı. Özellikle ikinci kez gol kralı olduğu 2002-03 sezonundan sonra büyük ilgi gören, Konfederasyonlar Kupası?nda Milli Takım forması giymesinin ardından Marsilya?ya transferi bitme aşamasına gelen Yılmaz, sonunda kulübünde kaldı ancak Bursa?da onu bekleyen, küme düşme acısı oldu. Zaman zaman yeşil-beyazlı taraftarların da protestolarına maruz kalan Okan Yılmaz, daha sonra Malatyaspor, Konyaspor, Diyarbakırspor, Sakaryaspor ve Orduspor?da forma giymesinin ardından, geçtiğimiz sezon Yunanistan Ligi?ne yeni yükselen Panthrakikos Gümülcine takımına transfer oldu. Bu gecikmiş yurt dışı deneyimi de çok uzun sürmedi ve Okan Yılmaz Yunanistan?ın en doğusundan Türkiye?nin en doğusuna, Belediye Vanspor?a geçiş yaptı.
2001-02 sezonunda gol krallığını paylaşan iki oyuncu İlhan Mansız ve Arif Erdem de zirvedeki yerlerini fazla koruyamadı. O sezonun sürpriz kralı Erdem, Real Sociedad?da yalnızca penaltıdan bir gol kaydedebildiği sezonun ardından Galatasaray?da müthiş bir geri dönüş sezonu geçirmişti. Bir sonraki sezona daha da iyi bir giriş yapan oyuncu, ilk 5 haftada 7 gol attıktan sonra hızını kaybetti ve sezonu 11 golle tamamladı. Giderek takımdaki yerini de yitiren Arif Erdem, bir gol atabildiği 2004-05 sezonundan sonra futbolu bıraktı. Yine de Arif Erdem?in Old Trafford?da attığı mükemmel gol ve Galatasaray?da yaşadığı büyük başarılar dikkate alındığında, onun kral olduktan sonra düşüşe geçtiğinden çok, aslında kariyerinin sonlarına gelmiş bir oyuncu olarak gol krallığıyla taraftarlara küçük bir hediye verdiğini düşünmek gerekiyor. Sezonun diğer kralı İlhan Mansız?ın futbol hikâyesi ise benzersiz özellikler taşıyor. Almanya?da geç yaşta tanıştığı futboldan zaman zaman soğuyan ama özellikle Samsunspor?dan Beşiktaş’a geldiği dönemde tribünleri ayağa kaldıran İlhan Mansız, kısa bir kariyere en çok şeyi sığdırabilen oyunculardan. Beşiktaş?la yaşanan unutulmaz bir 100. Yıl şampiyonluğu, gol krallığı ve tabii ki Senegal maçında sonradan oyuna girip attığı Türkiye futbol tarihinin belki de en önemli golü… Sonrasında ise Vissel Kobe transferi, bitmeyen sakatlıklar, sonuç vermeyen geri dönüş çabaları… İlhan Mansız üst düzeyde çok az kaldı ama çok iz bıraktı. Şu anda yine geri dönüş hazırlıkları yapan Türkiye futbolunun bu zarif adamı da krallığın yaramadığı oyunculardan.
2003-04 sezonunda krallığa ulaşan Zafer Biryol da listeye eklenebilecek isimlerden. Biryol aslında insan olarak zirveye, gol kralı olmadan çok önce tırmanmış bir isim. Zira Göztepe?de oynarken lösemi hastası ablasına kemik iliğini bağışlamış ve bu olası bir İstanbul transferini geciktiren etkenlerden biri olmuştu. Ancak Biryol, şampiyon adaylarının yerine gittiği Konyaspor?da gol krallığıyla buluşmuş ve bir anda ülkenin dikkatini üzerinde toplamıştı. Bu başarı, Zafer Biryol?a Fenerbahçe?nin kapılarını açmıştı, ancak krallığın lâneti onun da peşini bırakmayacaktı. Fenerbahçe günleri, kısa fakat zor geçti. Daha sonra gittiği Bursaspor ve Çaykur Rizespor?da da aradığını bulamayan Biryol, bu sezon ilk kez forma giydiği kulüp olan Mersin İdmanyurdu?na dönüyor. Bu sezon Bank Asya 1. Lig?de izleyeceğimiz krallardan biri de o olacak.Krallığın yaramadığı isimler arasında Fenerbahçeli Alex?i de saymak mümkün. 2006-07 sezonunun 19 gollü kralı, sonraki iki sezonda sırasıyla 14 ve 11 golde kalarak ciddi bir gerileme yaşadı.
Biraz daha eskiye dönersek, 1996-97?den 1998-99?a kadar üst üste 3 sezon gol kralı olan ve bu üç sezonun birinde 38 gole ulaşan Hakan Şükür de o günden sonra benzer başarılara hasret kaldı. 18 golle kral olduğu 1998-99 sezonun ardından 14 golde kalan Hakan, ardından 3 sezon süren Inter. Parma, Blackburn Rovers macerasını toplamda sadece 10 lig golüyle tamamlayabildi. Galatasaray?a döndükten sonra da eski günlerini arayan Hakan Şükür, sarı-kırmızılı forma altındaki son 5 sezonunda, toplam 55 gol kaydedebildi.
Yabancı krallar
Gol kralı olan oyuncuların yaşadığı büyük düşüşler yalnızca ülkemize has bir durum da değil. Bütün büyük liglerde, büyük turnuvalarda benzer şeyler yaşamış oyuncular bulmak mümkün. Dünya Kupası gol krallarının hesabı da bu açıdan epeyce kabarık. 1990 Dünya Kupası?nın gol kralı İtalyan Salvatore Schillaci, kupa sonrasında Juventus?tan Inter?e transfer olmuş, ancak iki sezonda sadece 11 gol kaydedebilmişti. Schillaci, bu büyük düşüşün ardından soluğu Japonya?da almış ve ancak o zamanlar vasat Avrupa liglerinin bile fersah fersah gerisinde bulunan bu ligde gollerine devam edebilmişti.
1994?ün gol kralı Rus Oleg Salenko ise Andy Warhol?un ?15 dakikalık şöhret? tarifini en çok hak edenlerden. Bir geçiş dönemi yaşayan Rusya?da aslında çok da üst düzey bir oyuncu olarak tanınmayan Salenko, Kamerun maçına 5 gol birden sığdırmayı başarınca hem rekor kitaplarına geçmiş hem de krallığı yakalamıştı. Bu başarısı sonrasında İspanya?nın mütevazı ekiplerinden Logrones?ten Valencia?ya transfer olan Salenko, ne bu ekipte ne de daha sonra forma giydiği Rangers ve İstanbulspor?da bekleneni verebildi. fiansını en son Polonya?da deneyen Salenko,
tek maç oynayabildi ve futbola veda etmek zorunda kaldı. Şimdi plaj futbolu antrenörlüğüyle uğraşıyor.
2002?nin kralı Ronaldo?yu ise bambaşka bir yere koymak gerekiyor. Tabii ki Ronaldo, futbolda bu saydığımız isimlerden çok daha büyük işler yaptı, ama gol kralı olduğu yıldan sonra sürekli olarak fiziksel problemler yaşadığını da unutmamak gerek. Ronaldo?nun da ?lânetli krallar? listesinde yeri hazır.
Gol krallarının ani kariyer düşüşleri yaşadığı ülkelere baktığımızda, birinci sırayı uzak ara İspanya alıyor. La Liga?da bir yıl yükselişe geçip ?Pichichi? unvanını alan ve sonra ortadan yok olan isimler, artık vakayı âdiyeden sayılıyor. 1988-89 sezonunun kralı Baltazar, bu serinin en nadide örneklerinden. O yıl 35 gol atarak krallığa ulaşan Brezilyalı oyuncu, futbolu bırakana kadar geçirdiği sonraki 5 yılın toplamında bile bu rakamı yakalayamadı. Benzer bir durum Juan Antonio Pizzi için de geçerli. Tenerife ile 1995-96?da krallığı yaşayan Pizzi, daha sonra Barcelona?ya transfer olmuş ve kulüp tarihinin en büyük hayal kırıklıkları arasında yerini almıştı. Sonrasında oynadığı hiçbir kulüpte fazla varlık gösteremeyen oyuncu, şu an Peru?da teknik direktörlük yapıyor. İspanya?da ?tahtını kaybeden krallar? denince akla gelen ilk isimlerden biri de 1999-2000 yılının kralı Salva Ballesta. Racing Santander?de oynarken Pichichi unvanına ulaşan oyuncu da bu başarının ardından Atletico?ya iddialı bir transfer yapmış, ancak son hızla düşüşe geçmekten kurtulamamıştı. Deportivo?nun üst üste çıkardığı iki kral Diego Tristan ve Roy Makaay ise biraz daha yumuşak olmakla beraber yine düşüş yaşayanlardan. Ülkede şimdi konuşulan Daniel Güiza?nın da bu kadere uğrayıp uğramayacağı. İspanyol futbolunu yakından takip edenlere göre Güiza ?kayıp kral? profiline tıpatıp uyuyor. Küçük bir takımda oynarken büyük takımlardaki golcü bolluğundan istifade edip krallığa oturdu, sonrasında çok pahalı bir transfer yaptı ancak gittiği takımda hayal kırıklığı yarattı. Ancak Fenerbahçeliler üzülmesin, çünkü İspanya?da krallık sonrası hakikaten sıkıntılı geçse de geri dönüşler mümkün. Bunun belki de en güzel örneği, 2004-05?teki krallıktan sonra düşüşe geçen ama Atletico?da yeniden doğarak tekrar Pichichi olan Diego Forlan.
Kralların şansının fazla yaver gitmediği bir başka ülke de Almanya. Sürpriz golcülerin en az İspanya kadar çok çıktığı Almanya Ligi?nde de yakaladığı ivmeyi koruyamayan golcülerin sayısı az değil. 2000-01 sezonunun kralı Danimarkalı Ebbe Sand, Schalke 04?te geçirdiği sonraki sezonlarda çift haneli sayılara dahi ulaşamadı. 2002-03 sezonunun kralı Thomas Christiansen de benzer bir akıbete uğrarken, ertesi sezonun golcüsü Ailton için ayrı bir paragraf açmak dahi mümkün. Werder Bremen?den sonra gittiği Schalke?de teknik heyetle sorun yaşayan Ailton, 2005 yılındaki Beşiktaş transferinden bugüne hiçbir kulüpte yarım sezonu bile tamamlayamadı. Brezilyalı golcüden sonra kral olan Marek Mintal ise Ailton kadar büyük düşüş yaşamasa da bir daha krallığa aday olamadı
İspanya ve Almanya?da gol kralları bunları yaşarken, benzer bir durumun İngiltere?de de tekrar ettiğini iddia etmek mümkün değil. İngiliz liginin golcüleri, genelde performanslarını zirveye çıktıkları yılın ertesine de taşıyabiliyor. Premier Lig?in tarihinin yalnızca 1992?ye uzanmasına rağmen, iki oyuncunun üç kez üst üste kral olabilmiş olması bunun kanıtı. Bu başarıyı yaşayanlar ise Alan Shearer ve Thierry Henry. Yine de İngiltere?de kral olduktan sonra düşüşe geçenler yok değil. 1997-98 sezonunda 18 golle krallığa ulaşan Michael Owen?ıın daha o sezondan itibaren ağır sakatlıklar geçirmeye başlaması bunun bir örneği. Manchester United ile zirveye çıkan Dwight Yorke da kariyerinin kalanında eski günlerini arayanlardan. Abramovich öncesi dönemin Chelseali yıldızı Jimmy şoyd Hasselbaink de sonraki yıllarda çok parlak performans çizmedi.
Kayıp kralların sayısının yine çok fazla olmadığı İtalya?da ise bayrağı 2001-02?nin Piacenzalı kralı Dario Hübner taşıyor. İtalya?da son dört sezonda ?Capocannonieri? unvanı kazananların Luca Toni, Francesco Totti, Alessandro Del Piero ve Zlatan Ibrahimoviç gibi hâlâ zirvede bulunan isimler olması, Serie A golcülerinin de kolay kolay düşüşe geçmediğini gösteriyor. Yine daha öncesinde de bu ülkede krallık yaşayan Michel Platini ve Diego Armando Maradona?nın
günümüz futbolundaki ağırlıklar malûm.
Büyük resme baktığımızda; gol krallığını korumak, hatta bir sonraki sezon gol krallığına aday olabilmek oldukça zor gözüküyor. Gol kralı olduktan sonra yapılan büyük transferlerin pek çoğu hayal kırıklığıyla sonuçlanırken, kulüplerinde kalanların durumu da bazen pek farklı olmuyor. Diğer taraftan üst üste birkaç kez gol kralı olan, hatta iki farklı ligde gol krallığını tadan oyuncular da var. Yani bu unvanın lanetli olduğuna inananlar olsa da şeytanın bacağını kıranların sayısı az değil. Geride bıraktığımız sezonun krallarının yeni dönemde neler yapacağını ise hep beraber göreceğiz. Türkiye?de Baros, İngiltere?de Anelka, Fransa?da Gignac, İtalya?da Ibrahimoviç, Almanya?da Grafite ve diğerleri unvanlarını korumak için sahada olacak.
İlk Yorumu Siz Yapın