Beşiktaş?ta taraftarı müşterileştiren kapitalist saldırı, varlığını meşrulaştırabilmek için 2000?lerden itibaren bir rıza üretme operasyonuna girişti. Bu operasyonun bir ayağını yeni düzenin ne kadar ışıltılı ve…
Yazar: Daghan Irak
Futbolda yenilginin hayati sonuçları yoktur; bir fabrikanın kapatılmasının, fevri bir seçimin ya da bir nükleer santraldaki işletme hatasının aksine.
Ne derseniz deyin hazır Suriye’nin fethi ufuktayken bu şenlik, daha doğrusu Olimpiyat, hatta Olimpiyatlarrr bize iyi geldi. Dünya üzerinde bir tarafını burarak İstiklâl Marşı söyletemeyeceğimiz kimse olmadığını bir kez daha kanıtlamış olduk.
FEDA kampanyası, taraftara ürün satmanın afili ve romantik bir yolundan çok ötesi değil. Orman, FEDA ile taraftarın cebindeki paraya göz koyuyor ama o paranın nasıl kullanılacağı konusunda onlara söz hakkı vermiyor.
Bu erkek egemen toplum bu işi kadınların varlığına kast etmeye kadar getiriyorsa, kadınların var oluş mücadelesini karşısında görmeyi de bilecek.
Bu ülkenin tüm halklarının gerçek tarihini reddedip, tek sesli, yavan bir tarih yazmanın köksüzlüğüdür bizi AVM?lere savuran.
Bu sene bence Beşiktaş şampiyon olur. Ama taraftarın yanıtlaması gereken bir soru var. Bundan sonra Beşiktaş’ı mı tutacaklar, Milangaz’ı mı?
“İnsan olarak burada, bu koşullarda varabileceğin yer bu… Ait olmadığın masaların örtüsü uçmasın diye kenarına konulmuş ağırlıksın sen. Keşke başka bir şey olabilseydin.”
Futbol sermayesi yeni pazarlara bayılır. Nasıl bayılmasın ki? Oranın halkı günde yok paraya futbol sermayesine forma üretir, futbolu pek seven elit halkı döve döve çalıştırır, gelen parayı futbola yatırır, formayı üç kuruşa üreten halka beş kuruşa satar. Hem ucuz iş gücü, hem açık pazar.
Avrupa’nın krizinin eski Yugoslavya topraklarındaki etkisi arttıkça, Tito’yu ziyarete gelen gençlerin sayısı da muhtemelen artacak. Yugoslav sosyalistleri onlara söyleyecek bir şey bulmak zorunda. Sosyalizm, ?eski güzel günler?in değil ?gelecek güzel günler?in temsilcisi olduğu sürece gerçekten yaşayabilir.