Olası Altılı Masa iktidarında bakanlıkların paylaşımına ilişkin söylentiler ayyuka çıkmaya başlamışken; masanın paydaşları, yok saydıkları aritmetik gerçekliklerin soğuk duşuyla karşı karşıya kalmanın eşiğine gelmiş gözüküyor. Önümüzdeki sürecin kilit partisi olacak HDP’nin, şimdiye kadar ortasına atlamaktan imtina ettiği seçim hesaplarına dahil olmasından bahsediyorum. Parti, 2019 yerel seçimlerinde muhalefet blokuna önemli bir destek vererek İstanbul ve Ankara’nın…
Yazar: daghan
Emeklilikte Yaşa Takılanlara Takılanlar Platformu!
Türkiye’de belirli bir süre yaşamış herkesin bilebileceği gibi, ülkemizde sağ iktidarlar, seçime birkaç ay kala -hele ki postu kurtarmak zora girdiyse- sosyal demokrat taklidi yapar. Bilmem kaç yıllık iktidarlarında halkın belini kıran onlar değilmiş gibi, maaş zamları, ekstra ödemeler, aflar, sosyal imkanlar havada uçuşur. Memleket sağcılığının GDO’lu meyvesi parti-devlet rejiminin, bu tarz bir ‘seçim ekonomisi’nin…
Yenilmeye doymayan pehlivan yargıç olursa…
Bir yerlerde ruhani bir varlık var mı bilmiyorum ama varsa bazı insanları en çok nefret ettikleri şeye dönüştürerek sınıyor olmalı. Yıllar boyu tek parti rejimi, 28 Şubat, asker vesayeti, baskıcı devlet eleştirerek gezenler, bugün ülke tarihinin en despot uygulamalarının bir potpurisini yapmış vaziyette. Parti-devlet rejiminin hikayesini başlatan ‘Şiir okudu diye mahkum oldu’ mağduriyeti, 20 yıl…
Muhafazakârlar, neyi muhafaza eder?
Dünyanın ekseriyeti için konuşmak gerekirse İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en kötü dönemi yaşadığımız söylenebilir. İnsanlığın son 200 yıldaki ortak kazanımlarının çoğu bugün tehlikede. Evrensel insan haklarından bilime, demokrasiden hukukun üstünlüğüne kadar her şey, dünyada ve Türkiye’de bugün açıktan saldırıya uğruyor. Her şey bir günde olmuyor tabii, bu yaşadığımız döneme de bir günde gelinmedi. 1990’ların başında…
Hakikatin üzerine asılan bayraklar
‘Türkiye tarihinin en önemli seçimi’ne artık bir yıldan az kaldı, tam tarihini henüz bilmesek de. Toplumun ciddi bir kısmında -tekrar yükselişe geçen- ‘AKP, bir şekilde bu seçimi de alır’ hissi gözlemleniyor. Daha önce de yazmıştım, Türkiye’de bir iktidarın başına gelebilecek en kötü şey, tekrar kazanabileceğine inanılmamasıdır. Zira ülkemizde bir siyasi hareketten, iktidarı kaybedeceği belli olunca…
Yeni bir meslek türü olarak anket duyumculuğu…
Daha önce siyasi gündem analizinin iyiden iyiye İddaa yazarlığına döndüğünü söylemiştim. Bugün, siyaset yazarlığının spor yazarlığından devşirdiği bir başka can sıkıcı pratikten bahsetmek istiyorum. Ülkede kamuoyunun anketler vasıtasıyla inşa edilişi yeterince iç darlayıcı değilmiş gibi, bunun doğal ama hâlâ hayret verici bir sonucu olarak ‘anket duyumculuğu’ türedi. Yani anketin kendisi üzerinden kanaat ve imâlatı yetmiyormuş…
Fıtrat, kapitalizm, kültür savaşı…
Ülkemizde entelektüel üretim, o üretimin fikri değeriyle değil, üretenin -genellikle boş ve eril- özgüveniyle ölçüldüğü için, bazı kıymetli fikir insanları ne yazık ki arada kaynıyor. Yok canım, kendimi demiyorum, bendeki egoyla Ürgüp’te balon turu düzenlenir, benim arada kaynamam tamamıyla nizami. Neyse, bahsettiğim kişi, Doç. Dr. Cenk Saraçoğlu. Cenk hocam, kent ve sınıf üzerine çalışmalarıyla uzunca…
Asrın vebası ortayolculuk!
Bu ülke bazen bana aynı şeyleri tekrar tekrar söyletiyor ya, çok sinirim bozuluyor. Yanlış anlaşılmasın, iktiza ettiğinde aynı şeyleri söylemekten rahatsız değilim; yalnızca artık anlaşılmış olması gereken şeyleri sayıklar gibi tekrar etmeyi, hayatımın daha ileri bir döneminde, çocukların topunu keserken filan yapmayı düşünüyordum ben. Hayat işte, insana durduk yere prematüre Sabri beylikler yaptırıyor!.. Okuyanlar biliyor,…
Amedspor’un günahı, komutanın paşa gönlü…
Spor gazeteciliğine kıyısından köşesinden bulaşmış herkes denk gelmiştir, spor yazıp çizen biri, kazara ülkenin ya da toplumun başka meselelerine değmeye kalkarsa kendi kitlesi onu değnekle dürter, “Sen sporuna bak” diye. Zira bizim spor dünyamız, ‘spora siyaset karıştırmamak‘ denen palavranın etrafında döner. Siyaset karıştırmamak dedikleri, her koşulda makul ezberin peşine takılıp ibre oradan bir milim şaştı…
Kemal bey çok yalnız…
Aslında spekülatif siyaset yazıları yazmayı pek sevmiyorum. Bana iddaa yazarlığından hâllice bir iş gibi geliyor. Esasına bakarsanız öyle de zaten, belli verileri ortaya koyup maçı oynanmadan bilmeye çalışıyorsunuz. Bizim mesleğin hasleti, esasen olacağı bilmek değil, olanı anlamlandırmak. Kâhin olarak akademisyenlikten daha çok para kazanacağıma şüphe yok ama becerebildiğim bir şey değil. Lâkin çok güzel atmasyon…