Fenerbahçe taraftarı yaptığı muhalefeti ilk günden beri yanlış bir bağlam üzerine oturttu. Aziz Yıldırım?ı aklayabilmek adına onu futbolun ve siyasetin aktörleri arasındaki güç ilişkilerinden muaf tuttu.
futbol
Dağhan Irak’ın futbol hakkındaki yazıları…
Kazandık, Kaybettik, Eğlendik (Vikash Dhorasoo)
Futbolda yenilginin hayati sonuçları yoktur; bir fabrikanın kapatılmasının, fevri bir seçimin ya da bir nükleer santraldaki işletme hatasının aksine.
FEDA Beşiktaş’ı kurtaramaz, çünkü…
FEDA kampanyası, taraftara ürün satmanın afili ve romantik bir yolundan çok ötesi değil. Orman, FEDA ile taraftarın cebindeki paraya göz koyuyor ama o paranın nasıl kullanılacağı konusunda onlara söz hakkı vermiyor.
Alsancak ve Türk ?tahrif? tezi
Bu ülkenin tüm halklarının gerçek tarihini reddedip, tek sesli, yavan bir tarih yazmanın köksüzlüğüdür bizi AVM?lere savuran.
Bunlar hep sevgi işleri!
Futbol sermayesi yeni pazarlara bayılır. Nasıl bayılmasın ki? Oranın halkı günde yok paraya futbol sermayesine forma üretir, futbolu pek seven elit halkı döve döve çalıştırır, gelen parayı futbola yatırır, formayı üç kuruşa üreten halka beş kuruşa satar. Hem ucuz iş gücü, hem açık pazar.
Sağolun ?dışımızdaki İrlandalılar!?
Futbolun ülkemizde kapitalizmin güç ilişkilerinden kaynaklı nasıl bir pisliğe battığı malum. Bu pisliğin temizlenmesi hesapta herkesin temennisi, ama bu yolda olmayacak dualara amin demenin ne getirdiği meçhul.
Haklısınız, kazanacaksınız… Peki ama kiminle, kime karşı?
Fenerbahçe-Galatasaray maçında yaşanan polis şiddetiyle ilgili futbolla alakalı-alakasız, Fenerbahçe taraftarı olan-olmayan herhangi bir insanın ölçü baremi son derece basit olmak durumunda aslında; üç-beş yaşında çocuklar o stadyumdan gözleri biber gazından şişmiş ağlayarak çıkıyorlarsa, bir şeyler çok çok yanlıştır. Bu, bu kadar basit. Bu, ?ama?sı, ?fakat?ı, ?lâkin?i olmayan bir şey. Bu sınırda fren yapamayıp hâlâ başka…
Özlemin sarı siyahı
Bilen bilir, ben AEK taraftarıyım. Sıkı AEK taraftarıyım hem de. Bazen soruyorlar ?neden AEK?? diye. Cevabı basit aslında. Bir gün gurbet elde kendini İstanbul’u özlediğin için ağlarken bulursan sen AEK’lisindir zaten. Sen AEK’i seçmezsin, AEK seni seçer. Çünkü AEK bir özlem meselesidir. Arkada bırakılıp gidilen yuvanın yasıdır. AEK, geri dönemeyeceğini bilmek ve hayatta kalmaya çalışmaktır.
Aziz Yıldırım’ın savunması ve bir mikro-ulusun kurgulanmış tarihi
Ulusçu tarih anlayışıyla yetiştirilmiş bir insan topluluğunun takıntı derecesindeki her zaman haklı olma ihtiyacı ve bunun için geliştirdiği savunma mekanizmaları (inkâr ve karşı saldırı) birer ?mikro-ulus? olarak tanımlayabileceğimiz futbol kulüplerinin taraftlarlarına ister istemez doğrudan etki eder. Şu söylenebilir; futbol taraftarlarının olaylar karşısındaki tavrı, içselleştirilmiş inkâr ve fanatizm duyguları temelini altı yaşından itibaren gerçekleşen kesintisiz beyin…
Aziz Yıldırım beraat etmeli!
Aziz Yıldırım şu anda devam eden ?şike davası?ndan beraat etmeli, diğer tüm sanıklarla beraber. Çünkü ilk tutuklandığı günden itibaren kişisel ve adil yargılanmaya dair hakları ihlal edildi. Şahsi bilgileri gazetelere sızdırıldı, itibarını kötüleyecek yayınlar yapılmasına izin verildi, tutukluluk bir yıldırma ve cezalandırma yöntemi olarak kullanıldı, üstelik sağlık durumununun kötüleşmesine rağmen. Türkiye, 1959-2010 yılları arasında Avrupa…