Gazeteciliği Türkiye?deki siyasal alanın lüzumsuz ama mecburi duygusallığının şantaj malzemesi hâline getirmekten, ?sen gidip gazete almıyorsun ondan oluyor? kolaycılığından acilen vazgeçmemiz lazım.
medya
Yeni Türkiye ulusu Amerika’yı keşfediyor
Bu köşede daha evvel (2 Ağustos 2014) AKP?nin müzmin köksüzlüğünü tartışmış ve bu köksüzlüğü ikame etmek için peydahladığı Kemalizm, Osmanlıcılık, İttihatçılık, 12 Eylül, 28 Şubat esintili ?ortaya karışık? ideolojisinden bahsetmiştik. Bu ideolojik çorbanın şimdiye kadar zaman zaman ve belli belirsiz gündeme gelen tarihsel uzantısının, Yeni Türkiye takıntısının şahikasına ermesiyle beraber konuşulur olacağı kesindi. Bunun üstüne…
Denize düşen Ak Rejim, Neonazi’ye sarılır!
Yalancı rejimin medyası da kaçak sarayı gibi lüzumundan fazla büyük, niyeti bozan herkese yer var.
İki örnekte otomatik Türkiye basını!
Medya reflekslerinin devlet ağzına evrildiği bir ortamda da ancak ?Deniz Naki?yle yollar ayrılacak?, Kader Ortakaya?ya da düşen en iyi ihtimalle çatışmada ölmek olacak.
Bize ayrılan haberciliğin sonuna geldik
Türkiye?deki medya yapısını düşününce, yüz elli sektörde at koşturan patronajın er geç iktidar sahipleriyle aynı tarafa düşeceğini öngörmek zor değil.
Yandaşın sosyal medyasını da su bastı!
AKP?linin rant hırsı gibi, yandaşlarının zincirleme yalan kazaları da bitmek bilmiyor.
Sıradan insan olmak gazeteciye yetmeyince
Suphi Nejat Ağırnaslı, Paramaz Yoldaş olarak Kobanê?de öldü. Bir halkın direnişi için öldü, siz soyunu sopunu övün diye değil.
Ulusalcı aklının Rojava’yla imtihanı
12 Eylül?ün iki çocuğu Kürtler söz konusu olunca ?durun siz kardeşsiniz? komutunu dikkate alıyor ve ulusalcı medyayla yandaş medyanın söz birliği ettiğini görüyoruz.
BM macerası ve Yeni Türkiye’nin geri vitesi
Minarelerin sayısı, kılıfların sayısını geçtiğinde ise haliyle yandaş medya timleri boşta kalanları gazete kağıdına filan sarmaya başlıyorlar.
İstanbul United filmi: Amatörü eğlendirir
Filmde taraftarlar ne kadar derinlikli anlatılmışsa, direnişçiler de o kadar iki boyutlu.