Memlekette her şey derme çatma olduğundan, dahası en az bir otuz yıldır bunun böyle olması memleketin bizatihi işleyiş şekli haline geldiğinden, yeni bir kavram ortaya çıktığında bunun Türkiye’deki tezahürü de paldır küldür gerçekleşiyor. “Yurttaş gazeteciliği” de böyle bir şey. Bu kavram 1999 yılında Amerikalı Medya Eleştirmeni ve Akademisyen Jay Rosen tarafından “What are Journalists for”…
medya
‘Walter Mitty’nin vedası’ ya da ‘Radikal’in gizli yaşamı’
Radikal?de olan şeyin adı ?dijitale geçiş? filan değil. Radikal patronajı yalnızca prestijli bir markayı elinde tutup, o markayla fason üretime geçiyor.
AKP-Cemaat çatışması: Sihirbazın sırrı
AKP ve Cemaat?in birbirleriyle yeni medya araçları üzerinden hesap görme çabası, o kadar da iyi bir fikirmiş gibi gözükmüyor. Bu, tropik bir ülkenin iki güreşçisinin kozlarını buz pistinde paylaşmak istemesi gibi bir şey. Kaçınılmaz olarak kayıp düşüyor, kendilerini zaman zaman komik durumlara düşürüyorlar.
Neden AKP?nin Kendi Gezi?si Olamıyor?
Otuz yıldır sandıktan çıkmayanın sokaktan çıkması, günlük siyaseti yeniden meşrulaştırdı. Bunun doğal sonucu olarak tüm kamusal alanlar politize olmaya başladı.
Ergenekon kararı Gezi birlikteliğinin sonu mu?
31 Mayıs?tan itibaren farklı çevreleri demokratik talepler etrafındaki birlikteliği, Ergenekon kararına verilen farklı tepkilerle ciddi yara almışa benziyor. Peki bu iki aylık dayanışmanın sonu mu?
31 Mayıs: 12 Eylül’ün sonu…*
Sonuç olarak; yeni medya Türkiye’de değişen paradigmanın iletişim aracı olarak rüştünü ispat etti. Bunda eski medyayla eski paradigmanın eş zamanlı olarak çökmesinin rolü büyük.
Facebook Türkiye nefret söylemine nasıl çanak tutuyor?
Sosyal medyadaki özgürlük hâlâ bir ?Del? tuşuna bakıyor. O tuşa kimin bastığını bilme hakkımız bile yok üstelik
Yeni medyanın eski sorunları
Medya yeni olabilir, ama gazeteciliğin çözülmesi gereken sorunları eski.
“Dört Bir Taraf” muhalefeti gerçekten muhalefet mi?
?Abur cubur düşünürleri? televizyondaki tartışma hızlarını ?buyur edilmiş fikirler?e borçlular.
Medyada meşhur muhalefetinin nafileliği üzerine
Türkiye’nin özgürlükler bakımından son derece zor bir dönemden geçtiği, yalnızca hapisteki gazeteci rakamlarıyla bile çok rahat kanıtlanabilecek bir gerçek. Zaten siyasi iktidar ve yandaşları da bunun paniği içinde, tutuklu ya da mahkum gazetecilerin aslen gazeteci olmadıklarını kanıtlamanın telaşı içindeler. İfade özgürlüğüne bu kadar şiddetli baskının olduğu bir dönemde bir mücadele gerekliliği olduğu da muhakkak. Ancak…