Medya reflekslerinin devlet ağzına evrildiği bir ortamda da ancak ?Deniz Naki?yle yollar ayrılacak?, Kader Ortakaya?ya da düşen en iyi ihtimalle çatışmada ölmek olacak.
Dağhan Irak’ın politika yazıları…
Medya reflekslerinin devlet ağzına evrildiği bir ortamda da ancak ?Deniz Naki?yle yollar ayrılacak?, Kader Ortakaya?ya da düşen en iyi ihtimalle çatışmada ölmek olacak.
Türkiye?deki medya yapısını düşününce, yüz elli sektörde at koşturan patronajın er geç iktidar sahipleriyle aynı tarafa düşeceğini öngörmek zor değil.
AKP?linin rant hırsı gibi, yandaşlarının zincirleme yalan kazaları da bitmek bilmiyor.
Suphi Nejat Ağırnaslı, Paramaz Yoldaş olarak Kobanê?de öldü. Bir halkın direnişi için öldü, siz soyunu sopunu övün diye değil.
12 Eylül?ün iki çocuğu Kürtler söz konusu olunca ?durun siz kardeşsiniz? komutunu dikkate alıyor ve ulusalcı medyayla yandaş medyanın söz birliği ettiğini görüyoruz.
Minarelerin sayısı, kılıfların sayısını geçtiğinde ise haliyle yandaş medya timleri boşta kalanları gazete kağıdına filan sarmaya başlıyorlar.
Filmde taraftarlar ne kadar derinlikli anlatılmışsa, direnişçiler de o kadar iki boyutlu.
Medya haberi görüyor, yalan söyleseler başları ağrımaz. Ancak haberi verirken ona öyle bir bağlam kuruyor ki, görmemiz gerekeni görmüyoruz.
Yeni Türkiye?nin en göze batan özelliklerini düşündüm ve aklıma ilk gelen şu oldu. Vasatlık-kankacılık-cukkacılık…
Doğan ve Demirören gruplarının eleştirel her şeyi özenle temizledikten sonra ?hazır ol?a geçer gibi aynı haberi yapması, kabul etmek gerekir ki Tayyip Erdoğan?ın hegemonya kurma yolunda attığı çok önemli bir adım.