Dünya Kupası?nda grup maçlarının son günü zaten sıkıcı damgası yemekle yememek arasında gidip gelen kupa için çok parlak sayılmazdı. İlk seansta Brezilya?nın olduğu G Grubu maçları vardı. Bu grupta kimin ne olduğu zaten belli olduğu için ilk seansı pas geçip günü daha can sıkıcı bir aktiviteye, alışverişe ayırmaya karar verdim. Madem zaten canım sıkılacak, bari…
sportif meseleler
Dağhan Irak’ın spor yazıları…
Haydi Arrivederci canım, selametle…
Almanya’yla Avusturya’nın 1982’de yediği bir halt yüzünden biz futbolseverler yıllardır şaşı oluyoruz. Gerçi halt yemek yalnız Cermenler’in değil, tüm insanlığın doğasında var, dolayısıyla bir gün o noktaya geleceğimiz belliydi. Hangi nokta derseniz, son maçlarda kimi takımların birbirine ?yatması? ve bir diğerlerinin elenmesi. 1982’de bu oldu, infial çıktı, ondan sonra takımlar son maçlarını aynı saatte oynamaya…
Küçüklerin hayattaki 59-59’luk galibiyeti
Dünya Kupası maçlarını izlemek ve bu yazıyı yazmak üzere ofise hareketlendiğimde Wimbledon Tenis Turnuvası’nda da pek çok maç oynanıyordu. John Isner ? Nicolas Mahut bunlardan biriydi. Federer’inkinin ya da Marsel’inkinin yanında pek önemsemeyeceğimiz, hatta turnuvanın web sitesini kurcalamazsak sonucunu görmeyeceğimiz bir maç. Dünya Kupası’nda ilk seans maçları tamamlandı. İngiltere’nin ite kaka en az kendisi kadar…
Yine aynı tango
1994?de Foxborough?daki Yunanistan-Arjantin maçı, 4-0 kaybeden Yunan ekibi gibi, kokainle yakalanan Maradona için de unutulası bir anıydı. Hem köprülerin altından çok su akmış, Yunanistan sahaya umutlu çıkarken, Diego da her an kız istemeye gidecekmişçesine janti bir şekilde kulübede yerini almıştı. Polokwane?deki maç başlarken aslında iki taraf da araftaydı, ama yüzleri farklı yanlara bakıyordu. Cennetin kapısına…
Jong Tae-Se: “Olmayan Ülke”nin gurbetteki çocuğu
Her Dünya Kupası, beraberinde onlarca insan hikâyesiyle geliyor. Kuzey Kore-Brezilya maçı öncesi millî marş Aegukka söylenirken gözyaşlarını tutamayan Jong Tae-Se?nin hikâyesi bunlar arasında anlatılmayı özellikle hak ediyor. ?Halkın Rooney?si? lakaplı oyuncu Japonya doğumlu. ?Zainichi? olarak anılan, Kore Savaşı?yla beraber, yani vatanları parçalanırken Japonya?ya yerleşen ailelerden birinin çocuğu. Ailenin Güney Kore pasaportu var ancak Tae-Se?nin millî…
Dünya Kupası Dosyası: Kuzey Kore
* http://ntvspor.net/haber/falso/18981/Kuzey-Kore adresinde yayınlanmıştır. Neden Kuzey Kore’yi tutmak lazım? Bu Dünya Kupası’nda Kuzey Kore’yi tutmak lazım, çünkü takım bu dünyanın en yalnız takımı. Bir takım düşünün ki, taraftarlarının ülke dışına çıkması neredeyse mucizelere bağlı, oyuncuların önemli kısmının çıktığı uluslararası maç sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor, üstelik hiçbiri daha önce Afrika kıtasını görmemiş. Üstelik büyük ihtimalle…
Dünya Kupası Dosyası: Yunanistan
?Ben genç olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorum, ama siz yaşlı olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsunuz?. Orson Welles’in dünyaya tanıttığı bu cümleler, Yunanistan’ın başındaki Otto Rehhagel’in amentüsüne dönüşmüş durumda. 2010 Dünya Kupası’nda, yine, yaş ortalaması epey yüksek bir Yunanistan Millî Takımı izleyeceğiz.
Seni Seviyorum AEK!
AEK Amatör Kulübü* yönetim kurulunun 1 Haziran 2010 tarihli açıklamasıdır: “Bir göçmen kulübü olan AEK’in yönetim kurulu; dayanışma ve demokrasi ideallerine bağlılığını ifade eder ve on yıllardır İsrail Devleti tarafından insanlığı utandıran bir modern apartheid örneğine ve günümüzde izolasyon yoluyla soykırıma maruz bırakılan Filistin halkının yanındadır. AEK, izole edilmiş Gazze’ye insani yardım götürmeyi amaçlayan “Özgür…
(Öz)eleştiriye kapalıyız…
Türkiye, 2016 Avrupa Şampiyonası’nı düzenleme hakkını Fransa’ya kaybetti. Aslında seçimin sonucu başından belliydi, Türkiye ile Fransa’dan biri kıl payı kazanacaktı. İki tarafın da güçlü ve zayıf yönleri vardı. Türkiye’nin adaylık dosyası Fransa’ya göre biraz daha iyiydi. Sonucu son gün, son sunumlar ve nihayetinde oylama belirleyecekti. Sunum işi gerçekten zorluydu. Çünkü yakın geçmişte (hatta uzağında da)…
Endüstri futbolu, halk düşmanlığıdır…
Futbolun dünyanın en popüler sporu olmasının çok basit bir nedeni var: Dünyada hiçbir oyunu oynamak futbol oynamak kadar kolay değil. Şurada kağıttan bir top yapsak ya da şu şişenin üstüne basıp ezsek hemen maç yapmaya başlayabiliriz. Futbolun sihri şuradan geliyor; herkes futbolun içinde yer alabiliyor. Dünyada herkesi içine bu kadar rahat alabilen başka bir oyun…