Önümüzdeki Perşembe (29 Nisan), Galatasaray Üniversitesi Hukuk Kulübü ve GsüA, “Tribün Kültürü ve Futbolda Endüstriyelleşme” başlıklı bir panel düzenliyor. Bu panelin 14.30’daki ikinci bölümünde Galatasaray’ın eski futbolcusu Metin Kurt’la beraber ben konuğum. Galatasaray Üniversitesi Ortaköy Kampüsü Erdoğan Teziç Salonu’ndaki panel hakkında daha geniş bilgi için: http://www.gsua.org/panel/
sportif meseleler
Dağhan Irak’ın spor yazıları…
Barcelona neden tehlikelidir?
Barcelona’nın rengini seviyor olabilirsiniz, Beguiristain’in ismi hoşunuza gidiyor olabilir, stadını beğeniyor olabilirsiniz. Sevdiğiniz biri Barcelonalıdır, sevdiğiniz biriyle Barcelona’da tanışmışsınızdır. Messi’nin futboluna bayılıyorsunuzdur, Guardiola’nın yeleğini seviyorsunuzdur. Küçükken Şimşek Santrafor’daki Kai’ye, forvetteki uzun yeleli arkadaşı Bettaga’ya özenmişsinizdir, veyahut Pablitolar’dan biri olmak istemişsinizdir. Ya da hiçbir nedeni yoktur, bir gün “haydi ben de Barcelona’yı tutayım” demişsinizdir. Bu yazıda…
“Sizin sorununuz…”
Kötü bir futbol sezonu yaşıyoruz. Geride bırakmakta olduğumuz sezonda hakemlerin başı yarıldı. Başı yarılan hakemler maçı İstanbul’da yaralarından kan sıza sıza derbi oynatırken, Diyarbakır’da koştura koştura soyunma odasının yolunu tuttular. ?Maçı iptal etseydim, Kadıköy’ü başıma yıkarlardı? sözü bu ülkede çifte standardın binlerce örneğinden biri oldu. Yine 87. dakikada sahaya taraftar girdi diye Diyarbakır’ın maçı tatil…
prömiyer lig: kime karşı, neyin uğruna?
İngiliz futbolu hakkında, özellikle de Prömiyer Lig hakkında konuşabilmek için İngiltere’nin ve ülke futbolunun yakın dönem tarihini çok iyi bilmek gerekiyor. Çünkü bir olguyu, onu ortaya çıkaran koşulları yok sayarak, bağlamından soyutlayarak anlamak imkansız. Prömiyer Lig güzellemelerinde nelerin saklandığına baktığımızda futbolun ?serbest piyasa?cılarının gerçek gündemi; yani Türkiye’de ve dünyada nasıl bir futbol ortamı tahayyül ettikleri…
“insan”ı savunmak gerekir
Olimpiyat egemenlerin organizasyonudur. Bu hep böyle oldu, tâ Antik Yunan’dan beri. Modern Olimpiyat Oyunları’nın doğuşunda da, günümüzdeki oyunlarda da hep üst sınıfın parmağı oldu, oyunlar hep onların isteği doğrultusunda şekillendi. Olimpiyat Oyunları’nı sınıf perspektifinden bakarak kısaca özetlersek durum bu. Ancak bu özet, bazı başka gerçekleri ve bakış açılarını görmemize engel olacak kadar yüzeysel kalmaya da…
Yüz yıllık İstanbullu AEK, nasıl uydurma “a-e-ka” oldu?
AEK, 1924 yılında İstanbul’un Beyoğlu semtinden Atina’ya göçen İstanbullular’ın kurduğu bir kulüp. İstanbul’un en eski kulüplerinden Pera Club’ın Beyoğluspor’la beraber devamı. Sarı-siyahlı kulüp, Türkiye’de kurulup Yunanistan’a göçmüş tek kulüp değil. PAOK yine bir İstanbul kulübü olan Ermis’in devamı. İzmir kulüpleri Apollon ve Panionios ise aynı isimle varlıklarını Atina’da sürdürüyorlar. Apollon Kalamarias ise Yunanistan’a göç eden…
prömiyer lig fetişizmi ve bir sınıf savaşı mevzii olarak futbol
Türkiye Birinci Futbol Ligi 2010-2014 dönemi yayın hakları ihâlesi 321 milyon dolarla sonuçlandı. Öncelikle pek çoklarına göre karşılığı 300 milyon dolarları görmemesi gereken, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’a göre ise 400 milyon dolardan aşağı olamayacak yayın haklarının ulaştığı rakamı değerlendirelim. Bundan önce lig maçlarının yayını için son ihâle 2004 yılında yapılmış ve yine aynı şirket, yani…
203 yıldız’ın maçı
Geçtiğimiz yaz Ali Murat Hamarat aracılığıyla tanışmıştım sanatçı Ahmet Öğüt’le. Kimlik üzerine kafa yoran Ahmet, Türkiye’de amatör-profesyonel olarak top koşturan 203 Mehmet Yıldız’ı bir illüstrasyona dökmek, bu çalışma sergilenirken de fonda tamamı Mehmet Yıldız’lardan oluşan bir maçın anlatımına yer vermek istemişti. Büyük bir keyifle kabul ettim ve anlatımı yaptık. Daha önceden yayınladığımız alakasız bir maçı…
bütün renkler hızla kirleniyordu, birinciliği siyah-beyaza verdiler
Biz böyle değildik o zamanlar. Kendimize ait bir dünyamız vardı, kendi sevinçlerimiz, kendi üzüntülerimiz, kendi zaferlerimiz, kendi kayıplarımız… Büyüklüğümüzü başkalarıyla ölçmezdik o zamanlar, kendimiz gibi kalabildiğimiz kadar mutlu, mutlu olabildiğimiz kadar büyüktük. Sevinçlerimiz meydanlarımıza sığmıyordu, üzüldüğümüzde birbirimizin omzuna yaslanıyor, yine de başımız yere inmiyordu. Onuruyla yaşamanın yanında büyüklük neydi ki? Zastava’larımızı alıp Jadranska More’ye iniyorduk…
agüero?nun şarkısı: şimdi uzaklardasın*
Alışılmışın dışında bir sistemle çok yönlü voleybolcular çıkaran Küba sisteminin doksanlı yıllarda yetiştirdiği en seçkin oyunculardan biriydi Taismary Agüero. 1996 Olimpiyatı?nı, 1998 Dünya Şampiyonası?nı ve nihayetinde 2000 Olimpiyatı?nı kazanan efsane Küba ekibinin önemli bir parçasıydı. 1998 yılında İtalya Ligi?ne transfer oldu. O kadar iyiydi ki, hayranları onun bu dünyadan olmayacağına inanmış ve ona ?uzaylı? lakabını…