Bundan üç yıl kadar önce ilköğretim okulları seviyesindeki ulusal futbol turnuvasının organizasyonunda çalışırken tanışmıştım Semanur’la. Semanur, 10 yaşındaydı, şimdi 13 olmuştur. Şırnaklıydı, babasına ne olduğunu söylemedi (zaten ağzından lafı ancak kerpetenle alabiliyordum), yalnızca babasının ailesiyle görüşmediklerini ve bir göz evde annesi ve altı kardeşiyle yaşadığını biliyorum. Bir de yüzünü güldüren belki tek şeyi, futbolu yani……
sportif meseleler
Dağhan Irak’ın spor yazıları…
Futbol sadece futbolken de politiktir
Futbol, bir popüler kültür öğesi olarak, üzerine yapılmış her türlü entelektüel çabanın, her düşünce kırıntısının sloganlaşmasına ve içinin boşaltılmasına çok açık bir alan. Bu durum hâliyle, futbola dair birikimli bir entelektüel külliyatın oluşmasını engelliyor. Sosyal bilimlerin ilgi alanında kendine yeni yeni yer bulan futbol çalışmalarının bir kanonunun oluşması için hem ortada yeterli miktarda ürün yok,…
Kakaodan yapılmış ülkeyi ayakta tutan takım
2012 Afrika Uluslar Kupası başladı. Bu turnuvayı katılan ülkelerin ve kıtanın ruh hâlini, içinde oldukları durumu, hikayesini, tarihini bilmeden anlamak çok zor. Afrika hâlâ emperyal güçlerin ve onların uzantılarının oyun alanı ve biz bu kıtayı anlamak için o hesapları da göz önünde bulundurmak zorundayız.
Lefter’in hayatı neden yazılamaz?
Türkiye’nin gördüğü en büyük futbolculardan Lefter’le Rauf Denktaş’ın aynı gün vefat etmesi kaderin sevimsiz bir cilvesi. Aslında tarihle yüzleşme konusunda başarılı bir ülke olabilseydik, bu çok verimli bir tartışmayı beraberinde getirebilirdi. Onun yerine ironik manzaralar sunan bir kafa karışıklığını getirdi. İzninizle ben bu noktada Türkiye’nin bu kafa karışıklığını ve ondan doğan çarpık politik doğruculuğu bir…
Bir yılbaşı muhasebesi…
Yılbaşı gecelerinin en az tombala ya da alkollü araç kullanımı kadar klasiği geride kalan yılın yarım yamalak muhasebesi ve yeni yıl için alınan kararlar. Kararlar kısmına pek girmiyorum, sonuçta yılbaşı da bir gün ve hayatınızdaki koşulları ne kadar değiştirebiliyorsa o kadar değiştirebiliyor. Olanlar, öyle olmaları gerektiği için, başka türlü olamayacakları için öyle olmaya devam ediyor,…
Halının altında yer kalmadı
Geçen hafta şikeden yargılanan futbol egemenlerinin cezaları bir “yasa şikesi”yle indiriliverdi ya, hak-hukuk düşünmekten gözüne uyku girmeyen bir takım arkadaşların makamı hemen değişti. İki gün öncesine kadar bir “AKP-Fenerbahçe” savaşı dizayn edenler hemen yeni niyetlerini, dileklerini neşe içinde açık ettiler, özgürce koşturdukları çayırın yeşili değişti sanki. Neyse ağızlarını şimdiden alıştırdıkları iyi oldu, o diyet borcu…
Diyet borcunuz hayırlı olsun!
Başlangıçta taraftarın çanına ot tıkamak için hazırlanan, hazırlanırken taraftarın tepkisi tamamen göz ardı edilen Sporda Şiddet Yasası ucu Şike Davası’ndan tutuklu yöneticilere dokununca değiştirildi. Cumhurbaşkanı ilk hamleyi bloke edince özellikle Fenerbahçeli bazı arkadaşlardan sesler yükseldi; ?işte AKP şov yaptı, sözde yasayı değiştirdiler, oysa veto bahanesiyle rafa kalkacaktı bu yasa?. Derken yasa tekrar olduğu gibi kabul…
Maskeli balo…
Fenerbahçe yönetimi bir basın toplantısı düzenledi, Türkiye Futbol Federasyonu’na veryansın etti. Niye şimdi, niye bugün bilmiyorum. Mesela niye şikeye verilen cezaları düşüren yasa değişikliği geçmeden önce değil de, sonra? Acaba o zamanlar TFF, Kulüpler Birliği ve onun üyesi on sekiz kulüp ortak çıkarları paylaştığı için mi? O zaman taraftarı TFF’ye karşı gazlamak anlamsız olacağı için…
Hayvanlar ve insanlar…
Eskiden Olimpiyat, Dünya Kupası ya da Avrupa Futbol Şampiyonası gibi büyük spor organizasyonlarını heyecanla ve sabırsızlıkla beklerdik. Artık kaygıyla bekliyoruz. Çünkü her büyük organizasyon, ev sahibi olan şehrin ya da ülkenin doğal yapısının bozulması, insanların ve hayvanların sıkıntıya düşmesi anlamına gelmeye başladı. Ev sahipleri, ?pislikleri? halının altına süpürmek için olmadık yöntemler icat ettiler.
Alt yapı deniz kumu!
Alt yapı dediğin, kalkınma dediğin bu ülkede müteahhitliktir. Mesela bir tabii afet anında insanların nerede toplanacağının bilinmesi, ciddi bir afet planının olması filan önemli değildir, o toplanılacak yere alışveriş merkezini, gökdeleni diktin mi ?devlet adamı?sın. Varsın deprem olduğunda çadır kuracak yer bulamayalım, deprem oluncaya kadar kim öle kim kala? Aynı şekilde ?depremde ölürseniz şanslısınız, ben…