Geçtiğimiz salı günü yazdığım yazıda futbolun ?çocuk işçi?lerinin omuzlarına bindirilen başarı baskısından bahsetmiş ve alt yaş gruplarında tahakküm kuran rekabetçi futbolun yetenekleri daha A takıma gelmeden öldürdüğünden bahsetmiştim. Hem futbolda hem de diğer spor dallarında, özellikle takım sporlarında bu baskı fazlasıyla var. Öyle ki bırakın altyapı liglerini, okullararası turnuvalar bile büyük bir gerginlikle oynanıyor, karakolda…
taraf
Dağhan Irak’ın Haziran 2010-Mayıs 2011 tarihleri arasında Taraf Gazetesi’ndeki “Ters Kanat” köşesinde yazdığı yazılar…
Alt yapı meselesi (1)
Geçen hafta sonu, onlarcası devlet eliyle öldürülmemiş, yüzlercesi hapsedilmemiş, binlercesine tecavüz edilmemiş gibi 23 Nisan çocuk bayramını kutladık. Memlekette yaşam koşulları mütemadiyen iyiye giden tek çocuk olarak Ogün Samast?ı, mil pardon, Suça Sürüklenen Çocuk?u tanıyoruz, ama olsun. Devletimize çocuk şenliğini ?pamuk dedemiz? Hüseyin Üzmez?e ihale etmediği için minnettarız.
Bu ülke spor yazısı yazdırmıyor
Böyle günlerde spor yazmaktan nefret ediyorum. Real Madrid-Barcelona?ymış, Beşiktaş kupada finale çıkmışmış. Boşversenize… Onları her yerde okursunuz zaten. Ben size başka bir şeyler anlatayım.
Hepimiz eşeğiz!..
Oturup baştan sona bir Sezercik filmi izlemediyseniz bile bilirsiniz o meşhur sahneyi. Hani hayır için açık arttırmaya Fıstık adında bir eşek konur, Sezercik?in eşeği… Bir de Nuri vardır, gerçi bakanımız ?Onlara şişko deyin, hattâ gerekirse değnekle dürtün? diyor ama ben Gürbüz Nuri diyeceğim. ?Benim olacak Fıstık, binicem üstüne, vurucam kırbacı, vurucam kırbacı? diye isteri krizlerine…
FIFA ve UEFA ne yaptığını bilmiyor
Tito?nun Yugoslavya?sını ayakta tutan bir numaralı prensip, federe yönetimlerin dengesiydi. Slovenya, Hırvatistan gibi daha gelişmiş cumhuriyetler; Kosova, Makedonya gibi daha mütevazı olanları sübvanse ediyor, bu şekilde cumhuriyetin tüm vatandaşlarının aynı refah seviyesine sahip olması sağlanıyordu. Ancak bu dengenin sürekli olarak sağlanabilmesi için tüm yapıların aynı Yugoslavyalılık idealine inanması gerekiyordu. Yugoslavlar, Yugoslav olmayı bıraktığında Yugoslavya da…
Amed’in makus talihi…
Bu hafta Diyarbakırspor matematiksel olarak Birinci Futbol Ligi?nde kalma şansını yitirdi. Kulüp batık durumda. Diyarbakır şehrinin diğer büyük spor takımı Dicle Üniversitesi Kadın Voleybol Takımı da haftalar önce küme düşmüştü. Seneye ligler iyice Diyarbakırsız olacak. Diyarbakırspor ve Dicle Üniversitesi hakkında sayfalarca ahkâm kesebilirdik. Memleketin en zengin şehrinden, en batısından, en konforlu ofislerimizde, en hızlı bilgisayarlarımızdan…
Finansın ?fair-play?i olur mu yahu?
UEFA, geçtiğimiz haftalarda kendisine bağlı federasyonlardaki kulüplerin mâli yapılarını kontrol altına almak için bir grup ilkeye uyulmasını zorunlu hâle getirdi. ?Finansal fair-play? adı verilen bu paket, temelde şunu diyor; giderin gelirinden fazla olamaz, toplam bütçenin yüzde yetmişinden fazlasını transfere ayıramazsın, gelirin ancak transfer, naklen yayın, sponsorluk ve hasılat kaynaklı olabilir, başkanından ya da başka birinden…
Adnan Polat’ın Mübarek gidişi…
Adnan Polat?ın gönderilişi biraz Hüsnü Mübarek?in gönderilişine benziyor. Ne konuşuyorduk Mısır?da Mübarek yolculanırken? Gitti ama onu gönderen kimdi? Gerçekten rahatsız halk kitlelerinin yaptığı bir devrimden mi bahsediyorduk, yoksa Mısır?da iktidar kollayan gruplar demokrasi soslu bir darbe mi yapmıştı? Mesela ordu Mübarek?in arkasında dursa gerçekten gitmek zorunda kalır mıydı? Benzer sorular Polat?ın gönderilişi için de sorulacak,…
Bilinmeyen yoz bir dilde yazılmış yazı…
Hagi gitti… Hayır, gitmedi… Hagi mâli genel kuruldan sonra gidecek… Sezon sonuna kadar gitmeyecek… Hagi gitmeyecek, kalbimizde duracak… Hagi gidecek, geri gelecek… (Hatta inadına, Ahmet çıkacak, yine yazacak!) Nedir bilmiyoruz. Bir gözümüz Hagi’de, öbür gözümüz Galatasaray’da… Hagi ?görevimin başındayım? diyor. Galatasaray ?Teknik direktörümüz Hagi? diyor. Ama herkes Hagi’ye gitmiş gibi davranıyor. Aptala döndük. Ama krizi…
Uzun isimli güzel takım
VakıfGüneş ne sezonun başında, ne de bu dörtlü final öncesinde kupanın favorileri arasında gösteriliyordu. Gerek Türkiye?de, gerekse Avrupa?da gözler dünyanın en pahalı voleybol takımını kuran Fenerbahçe Acıbadem?deydi. 5 milyon avroluk bu ekip organizasyonun ev sahipliğini de aldığında, sarı-lacivertlilerin şampiyonluğunu garanti görenlerin sayısı artmıştı. Bunların başında da Fenerbahçe yönetimi ve taraftarlar geliyordu. Ancak yarı finalde favori…