Muammer Kaddafi, 1969?da ülkedeki Amerikan ve İngiliz çıkarlarının koruyucusu Kral Birinci İdris?i tam da Türkiye?de tedavi görürken kansız bir darbeyle devirip ülkenin başına geçtiğinde daha nihai rütbesi olan albaylığa bile terfi etmemişti. General Nasır hayranı bu genç adam, Libya?da işlerin ancak aşiretlerin birbirlerine olan düşmanlıklarını idare ederek yürütülebildiğini biliyordu. Kaddafi?nin çılgınlıkları ?The Guardian yazarı Brian Whitaker?ın iki gün önce yaptığı saptamayı ödünç alırsak- ?ne olursa olsun bir mantığa dayanıyordu? ve o mantık onu bugüne kadar iktidarda tuttu. Öyle ki ülkeyi yönetmek için bir unvana ya da bir anayasaya bile hiç ihtiyaç duymadı. Başka koşullarda Kaddafi?nin kendi icat ettiği ve bir nevi milliyetçi devlet kapitalizmi diyebileceğimiz ?cemahiriye? sistemini işletmek, hele ki ortada inanılmaz bir petrol rantı varken sağlam bir devlet aygıtı gerektirebilirdi. Ancak Kaddafi?nin sisteminde herkes birbirinin elini kolunu bağlıyor, Albay da elinde meşhur Yeşil Kitap?ıyla gönül rahatlığıyla vaaz verebiliyordu. Tâ ki geçtiğimiz aya kadar…
Kaddafi?ye karşı başlayan isyanı El Cezire İngilizce yayınından takip ederken Libya Devlet Televizyonu?nun, yani propaganda kanalının yayınladığı Kaddafi lehindeki gösterilere denk geldim. Bir görüntü özellikle dikkatimi çekti, göstericilerden kameraya en yakın olanının taktığı atkı. Önce o yeşil atkının ne olduğunu anlamadım, zira Libya?nın devlet bayrağı gibi, göstericilerin kıyafetleri de yemyeşildi. Ancak sonrasında o atkının başkentin en büyük spor kulübü El Ahli Trablus?a ait olduğunu fark ettim. O görüntü şimdi size anlatacağım hikâyeyi yazmaya itti beni.
Libya?da futbol, Kaddafi?nin oğlu Said?in parmağının ucunda dönüyor. Bu enteresan genç adamı, Juventus Kulübü?ne olan hissedarlığından, İtalya Ligi?ndeki kulüplerdeki birkaç maçlık futbolculuk deneyiminden mutlaka hatırlıyorsunuzdur. Said?in futbol geçmişi yalnızca bu kadarla sınırlı değil. Libya?da kulüp yöneticiliği yapan küçük Kaddafi?nin federasyon başkanlığı, El Ahli Trablus?taki takım kaptanlığıyla neredeyse aynı döneme rastlıyor. Ülke insanın babasının malı olunca…
Said?in oynadığı El Ahli Trablus?un rengi, daha önce söylediğim gibi Libya bayrağıyla aynı, yeşil. El Ahli de Arapçada ?ulusal? anlamına geliyor. İşin içine Kaddafi?yi de koyun, neredeyse millî takım durumundalar. Ama bu durum, Mısır?da ülkenin yüzde yetmişinin tuttuğu aynı isimli El Ahli?ninki gibi büyük halk desteğinden kaynaklanmıyor. Trablus?taki El Ahli, olsa olsa Kaddafi?nin Cemahiriye?sinin takımı. Onun dışında sportif ve politik rekabetlerin üstüne çıkacak bir durumu yok. El Ahli?nin Trablus?ta El İttihad?la rekabeti zaten meşhur. Ama benim asıl değineceğim başka bir mesele.
Arap dünyasında El Ahliler bitmez ya, bir El Ahli de Bingazi?de var. Bingazi, hükümdarlığı boyunca Muammer Kaddafi?ye en fazla yan bakan şehir, buranın El Ahlisi de oğul Kaddafi?ye kolay kolay boyun eğmiyor. Kırmızı formalılar, her maçta başkent ekibine kafa tutuyor, ara ara mağlubiyete uğratıyor. Çok geçmeden hakemler devreye giriyor, Trablus takımına olmadık goller, penaltılar armağan ediliyor. Bingazi takımı sahadan çekilmek istiyor, baba Kaddafi?nin askerlerinin zoruyla geri dönmek zorunda kalıyor. Sonunda El Ahli Bingazi taraftarı, hakemlerin Said?in düdüğünü çaldığını her maçta sahayı işgal etmeyi alışkanlık hâline getiriyorlar. Bunun sonucu ise stadyumlarının başlarına yıkılması oluyor. Bingazi?deki stadyum 1999?da bir gün, önceden haber verilmeksizin yıkılıyor, kulüp müzesi enkaz altında kalıyor. Federasyonla kulübün gerginliği daha sonra azalıyor ve El Ahli Bingazi yeni Hugo Chavez Stadyumu?na taşınıyor ama Libya?daki iktidar karşıtlığının da en sağlam nüvelerinden biri kök salmaya başlıyor?
Bugün Libya?da El Ahli?nin yeşili, çim sahanın yeşili, Cemahiriye?nin yeşili hepsi birbirine karışmış vaziyette. Şurası kesin, ülkede yeni bir düzen, yeni bir futbol yapısı anlamına gelecek. Bu belki de, tarihinde daha önce Dünya Kupası görmemiş tek Kuzey Afrika ülkesi olan Libya?yı futbol haritasına yerleştirebilir. Yeşilli ya da yeşilsiz…
*25 Şubat 2011 tarihli Taraf Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
İlk Yorumu Siz Yapın