Bir önceki TamSaha’da Dünya Kupası’nın unutulmaz kadroları, teknik direktörleri, maçları, sürprizleri, hatta hayal kırıklıkları yer almıştı. Tabii Dünya Kupası hakemsiz de olmuyor. Buna rağmen onların adı çok anılıyor, hem de kabağın çoğu zaman onların başına patlamasına rağmen. Yine de Dünya Kupası’nda kolay kolay unutulmayacak; başarılı, başarısız ama her şekilde enteresan hakemler az değil. İşte Dünya Kupası’nın unutulmaz hikayelere sahip on bir hakemi…
John (Jean) Langenus (Belçika)
Tarihin ilk Dünya Kupası olan Uruguay 1930’un final maçının hakemi John Langenus, bu listede ilk sırada anılmayı fazlasıyla hak ediyor. Kupada gruplarda yönettiği ilk maçtan sonra Amerika Birleşik Devletleri ? Arjantin yarı final maçına çıktı. Oldukça badireli geçen ve Amerikalı sağlık görevlisinin hakeme itiraz ederken sahada kloroform şişesi kırması nedeniyle yer yer ?flulaşan? maçı sağ salim idare eden Langenus, bir anda final maçının da adayı hâline gelmişti. Ancak finaldeki Arjantin-Uruguay derbisi öncesi Arjantinliler’in ölüm tehdidi alması Langenus’un gözünü korkutmuştu. Belçikalı hakem, maç öncesi FIFA’dan kendisine hayat sigortası yaptırılmasını ve gerekli hâllerde ülkeden çabukça ayrılmasını sağlayacak bir bot tahsis edilmesini istemişti. Hakemin istekleri kabul edildi ve Langenus maça çıktı. Ancak bu kez de top krizi patlak vermişti. İki taraf da maçın kendi topuyla oynanmasını istiyordu. Langenus, maçın ilk yarısını Arjantinliler’in, ikinci yarısını da Uruguaylılar’ın topuyla oynattı. Biraz da maçı ev sahibi Uruguay’ın kazanmasının etkisiyle gergin finali tek parça olarak atlattı. Langenus daha sonra 1934 ve 1938 kupalarında da maç yönetti.
Ivan Eklind (İsveç)
Benito Mussolini ve onun Ulusal Faşist Partisi tarafından bir propaganda sirkine çevrilen İtalya 1934 Dünya Kupası, hakemler açısından pek de hatırlanmak istenmeyecek performanslara sahne olmuştu. İtalya maçlarında ev sahibi ekibin oyuncularının rakibe, özellikle de kalecilere yaptığı sürekli ve sert faüller artık sıradanlaşmış, İtalyanlar’ın altı pas içinde kaleciyi yere indirdikten sonra boş kaleye attığı gollere finale kadar her maçta rastlanır olmuştu. Final maçının hakem seçimi de oldukça enteresan oldu. Hayatında daha önce hiç büyük bir final maçı yönetmemiş olan 28 yaşındaki Ivan Eklind maça atandı. Bu atamadan ve kupa boyunca İtalya’ya yapılan ?iyilikler?den zaten rahatsız olan diğer finalist Çekoslovakyalılar, hakemin maçtan hemen önce Mussolini’nin locasını ziyaret etmesiyle şoka girdiler. Maçta da pek çok kararın İtalya lehine gelmesi sürpriz olmadı. İtalya kupayı alırken, Eklind’e ömür boyu men cezası verildi. FIFA, daha sonra bu cezayı kaldırdı, ama özellikle Çekler Eklind’i hiç unutamadı.
Tevfik Behramov (Sovyetler Birliği ? Azerbaycan)
1966 Dünya Kupası finalinin yardımcı hakemlerinden Sovyet Tevfik Behramov, son 45 yıldır İngilizler’in açık ara en çok sevdiği Azeri olma ünvanını koruyor. Zira Bahramov, efsanevi İngiltere-Batı Almanya finalinde Geoff Hurst’ün çizgiyi geçip geçmediği hâlâ tartışılan topunda gol kararını veren ve İngiltere’yi tarihindeki ilk ve tek Dünya Kupası zaferine taşıyan hakem. Behramov aynı zamanda bir Dünya Kupası finalinde yer alan tek Azeri olan Azerbaycan spor tarihinin de unutulmaz bir parçası. 1993 yılında hayatını kaybetmesinin ardından Azerbaycan Ulusal Stadyumu’na adı verilen Behramov’un, bu stadyumun önünde bir de heykeli bulunuyor.
Doğan Babacan (Türkiye)
Dünya Kupaları’nda bir dünya üçüncülüğü bulunan Türkiye’nin bu büyük turnuvada maç yönetmiş hâlâ tek hakemi var. 1974’te Almanya’daki kupada düdük çalan Doğan Babacan, ev sahibinin Şili’yle oynadığı maçta Şilili Carlos Caszely’i kırmızı kartla oyun dışı bırakmıştı. Her ne kadar daha önce sahadaki oyuncuları diskalifiye ederek oyun dışına atan hakemler olduysa da, kırmızı kart uygulamasının kupa tarihindeki ilk örneği buydu. Babacan, bugün bu kartla beraber yalnızca Türkiye’de değil dünyada da Dünya Kupası tarihinin ayrılmaz bir parçası.
Jack Taylor (İngiltere)
1970’ler futbolun çehresinin değiştiği yıllar olarak bilinir. Oyun kurallarının günümüzdeki hâline tam olarak kavuşması, ceza uygulamalarının bir çerçeveye oturması ve büyük turnuvalara tüm kıtaların katılımının sağlanması konusunda bu yıllarda önemli gelişmeler olmuştur. Buna bağlı olarak, ilk kırmızı kart gibi bir final maçındaki ilk penaltı kararı da karşımıza bu yıllarda çıkar. 1974’ün efsanevi Almanya-Hollanda finalinin hakemi Jack Taylor o maçta yalnızca ilk penaltıyı çalmakla kalmadı, iki kez ceza vuruşuna karar verdi. Karşılaşmanın ilk dakikalarında Hollanda’nın Almanlar daha topa dokunamadan kazandığı o meşhur penaltıyı veren Taylor, sonrasında Almanya lehine bugün hâlâ tartışılan bir penaltıya daha hükmetti. Babasının kasap dükkanından ayrılıp hakemlik yapmak üzere Brezilya’ya yerleşmesiyle de bilinen Taylor tüm zamanların en ünlü hakemlerinden.
Rudi Glöckner (Doğu Almanya)
Meksika 1970 Dünya Kupası finalini yöneten Doğu Alman Rudi Glöckner de kupa tarihinin en enteresan hakemlerinden biri. Çok başarılı geçmeyen bir futbol kariyerinden sonra hakemliğe geçen ?Glöcke? önce ülkesinin en başarılı hakemlerinden biri oldu, sonrasında da FIFA Başkanı Sir Stanley Rous’un dikkatini çekti. 1970 finali için hakem aranırken, İtalya’nın kesinlikle Güney Amerikalı bir hakemle oynamayı reddetmesi, Brezilya’nın ise Avrupalı bir hakemi kabul edebileceğini ifade etmesi akıllara bu ismi getirmişti. Finalde görev yapan ilk Alman hakem olma şansını yakalayan Glöckner, zorlu maçı güzel idare etti ve daha sonra Doğu Almanya propaganda makinesi tarafından ülkenin spordaki yetkinliği konusunda ismi epeyce kullanıldı. Glöckner hakkındaki ilginç bir anekdot ise Meksika’da organizatörlerin final maçı öncesi Doğu Almanya bayrağı bulamaması ve göndere Batı Almanya bayrağı çekme teklifi yapması karşısında çantasından çıkardığı pergel-çekiçli Demokratik Alman Cumhuriyeti bayrağını görevlilere takdim etmesiydi.
Abraham Klein (İsrail)
1970-1982 arası tam üç Dünya Kupası’nda görev alan İsrailli Abraham Klein da kupa tarihinin ilginç hakemlerinden. 1970’te o yıllarda Dünya Kupası kaldırmış iki ekip olan İngiltere ve Brezilya’nın grup maçını yöneten Klein, maçı birkaç dakika fazla yönetmesiyle hatırlanıyor. Hakem, bunun nedenini ?aslında ben düdüğü çalmıştım ama oyuncular duymadı, ben de maçın güzelliğine dayanamayıp birkaç dakika daha oynattım? diye açıklamıştı. 1978’de ev sahibi Arjantin’in İtalya’yla oynadığı maçı da yöneten Klein, bu karşılaşmada Arjantin’in bir pozisyonunda penaltıyı vermemiş ve binlerce Arjantinli taraftarın protestosuna maruz kalmıştı. İlk yarıdaki bu pozisyonun ardından soyunma odasına yuhalanarak girmiş, ikinci yarıya çıkarken ise benzer bir protestoya uğramamak için sahaya Arjantinli oyuncuların arasına karışarak çıkmıştı. Klein böylelikle soyunma odasına protestoyla girip sahaya alkışlanarak dönen ilk hakem olmuştu.
Charles Korver (Hollanda)
Hakemliğin cilvelerinden belki en büyüğü, ne kadar başarılı olursanız olun çoğu kez hatalarınızla hatırlanmanızdır. Hele ki o hata unutulacak cinsten değilse. Hollanda tarihinin en başarılı hakemlerinden Charles Korver’ın da durumu bu. 1982 Dünya Kupası’nda Almanya-Fransa maçının hakemliğini yapan Korver, kaleci Toni Schumacher’in, Fransız Battiston’un üstüne bir kung-fu’cu edasıyla uçmasını faul olarak dahi değerlendirmemesiyle hatırlanıyor. Patrick Battiston’un bilincinin geçici olarak kapanmasına neden olan bu hareketi ıskalayan Korver, konu hakkında ?ben o sırada topa bakıyordum, yardımcıma gidip benim görmediğim bir şey olup olmadığını sordum, eğer görebilmiş olsaydım, Schumacher’i oyundan atardım? demişti.
Ali Bin Nasser (Tunus)
Tüm kariyeri yaptığı tek hatayla özetlenen bir hakem de Tunuslu Ali Bin Nasser. Bu isim size bir şey çağrıştırmıyorsa, ?Tanrı’nın eli? dediğimizde neden bahsettiğimizi anlayacaksınız. Bin Nasser, 1986’daki Arjantin-İngiltere çeyrek final maçının hakemiydi. Arjantinliler’in adeta Falkland Savaşı’nın rövanşını aldığı bu maçta Maradona’nın Shilton’ın üzerinden eliyle plaselediği top, tabii ki tüm zamanların en unutulmaz manzaralarından birini oluşturuyor. Hakem dışında herkesin gördüğü, hatta Maradona’nın golden sonra arkadaşlarına ?gelip bana sarılın, golmüş gibi yapın yoksa hakem golü vermeyecek? dediği bu pozisyonu görmeyen bir tek Tunuslu hakemdi. Bunun nedeni de o sırada hemoroid tedavisi nedeniyle kullandığı ilaçların görüş yeteneğini kısıtlamasıydı. Yani ?Tanrı’nın eli? gerçek bir ?hakeme gözlük? vakasıydı.
Graham Poll (İngiltere)
Dünya Kupası tarihini bırakalım, tüm futbol tarihinde Graham Poll’ün 2006’daki Avustralya-Hırvatistan maçında yaptığı dalgınlıklar kadar büyüğü zor bulunur. İngiliz hakem, bu maç sırasında Hırvat oyuncu Josip Şimuniç’e tam üç kez sarı kart göstermiş ancak oyuncuya kırmızı kart çıkarmamıştı. Daha sonrasında Poll’ün Şimuniç’in kartlarını sürekli olarak Avustralya’nın aynı numaralı oyuncusu Craig Moore’a işlediği ortaya çıkmıştı. Poll’ün Moore ile Şimuniç’i birbirine karıştırmasının nedeni ise daha da enteresan. Şimuniç, Melbourne’de çok kalabalık bir topluluk olan Hırvatistan göçmenlerine mensup ve Avustralya’da doğup büyümüş. Her ne kadar Hırvatistan forması giyse de, Şimuniç en az Avustralyalı futbolcular kadar iyi ve en az onlar kadar aksanlı İngilizce konuşuyor. Şimuniç’in Poll’e sürekli olarak Avustralya İngilizcesi’yle itiraz etmesi muhtemelen Avustralya’nın göç haritasından habersiz Poll’ün kafasını epeyce karıştırmış olmalı.
Michel Vautrot (Fransa)
Tüm zamanların en iyi hakemlerinden biri olarak tanınan Michel Vautrot’nun da Dünya Kupası’yla ilgili enteresan anıları var. 1982 ve 1990 Dünya Kupaları’nda düdük çalan Vautrot, 1990’da Napoli’deki o meşhur Arjantin-İtalya yarı finalinin uzatmalarında ilk devreyi tam sekiz dakika fazladan oynatmıştı. Vautrot, daha sonra bu hatanın nedenini saate bakmayı unutmasıyla açıklamıştı. Dünyanın en iyi hakemlerinden birinin bile böyle bir hata yapması, herhalde futbolda hata payının ne kadar yüksek olduğunun bir kanıtı.
İlk Yorumu Siz Yapın