Artık herkesin malûmu olduğu üzere, derbinin klasik anlamı, bir şehrin iki takımının karşılaşması. Ancak ?derbi? teriminin doğduğu İngiltere’de, ülkenin küçük yönetim birimlerine ayrılması ve aynı bölgede birbirine oldukça yakın şehirlerin bulunabilmesi, bölgesel mücadelelerin de derbi özelliği kazanmasının önünü sonuna kadar açıyor. Hatta bu derbiler, hangi şehrin o bölgedeki ?esas çocuk? olduğunu belirleme noktasında öne de çıkabiliyor. Pek çok şehrin Londra gibi dört-beş kalburüstü takım çıkarmasının mümkün olmadığı da düşünüldüğünde, şehirlerin büyük takımları genelde ezeli rakibini komşu şehirde buluyor. Yani aslında İngiltere’nin birçok yerinde yaşanan, büyük ölçekli bir ?aşağı mahalle-yukarı mahalle? rekabetinden başka bir şey değil. Bu bazen rakip yokluğunda sık sık karşı karşıya gelmekten kaynaklanıyor; kimi zaman ise köklerini önemli tarihsel olaylardan ve sosyal olgulardan alıyor. Derbinin kalıcılığını ise son kertede başlangıcındaki olayların öneminden daha fazla, tarafların o rekabeti ne kadar ciddiye aldığı belirliyor. Bazen taç atışını kimin kullanacağıyla ilgili bir tartışma, insanları iki kent arasındaki derin ayrımlar kadar etkileyebiliyor. Söz konusu olan İngiltere’nin kuzeyindeki Tyne and Wear Bölgesi olduğunda ise rekabetin köklerini daha ciddi olaylarda aramak gerekiyor.
Newcastle ve Sunderland’in çekişmesi, aslen futboldan doğmayan, ama sahalara da çabucak sirayet eden ve yıllardır ateşini koruyan bir rekabet. Bu ikisi kadar yakın olup da her konuda ayrı düşebilen iki şehir daha bulmak gerçekten çok kolay değil. Kendisi Güney İngiltereli olan Charles Dickens, ?İki Şehrin Hikâyesi?ni yazarken kuşkusuz Newcastle ve Sunderland’i düşünmüyordu ama bu iki şehrin rekabeti de o romanın yazıldığı Viktorya Dönemi’nin bile öncesine dayanıyor ve romanda Fransa odaklı olarak anlatılan aristokrasi-burjuvazi çekişmesine İngiltere’den dâhil oluyor. Yıllar sonra Alastair Craig isimli İskoç araştırmacı bu rekabetin hakkını veriyor ve Dickens’ın kitabının ismine atıf yaparak bu müthiş rekabeti kaleme alıyor. Bu yıl İngiltere’de satışa çıkan yeni ?İki Şehrin Hikâyesi?nin yazarı Craig, kitabının yazılış gerekçesini şöyle açıklıyor: ?Ben bu kitapta bir Newcastle’lının neden Usame Bin Ladin’le çay içmeyi bir Sunderlandli’ye tercih edebileceğini açıklamaya çalıştım.?
Şehirlerin rekabeti İç Savaş’a dayanıyor
İngiltere’nin kuzeydoğusundaki Tyne-Wear Bölgesi’ndeki Newcastle-Sunderland rekabetinin ilk kez İngiliz İç Savaşı’yla başladığına inanılıyor. Stuart Dönemi’nin hemen arkasından patlak veren savaşta Newcastle kraliyet yanlılarının saşarına katılırken, Sunderland ise parlamenter sisteme destek verenlerin başında geliyordu. İç savaş sonrası kurulan parlamento bir süre sonra yerini tekrar krallığa bırakırken, bu iki şehrin çekişmesi de sona ermemişti. 18. yüzyılın sonlarında, Fransa destekli Katolik Jakobitler’in Hannoverli Kral George’a karşı giriştikleri isyanlarda iki şehir yine ayrı cephelerdeydi. Newcastle, George’un yanında yer alırken, Sunderland, Stuart Monarşisi’nin geri gelmesini isteyen isyancılardan yana tavır koymuştu. Günümüzde Newcastle’lılara takılan ?Geordie? lakabının Kral George’dan geldiği iddia edilse de bu yönde fazla bir kanıt yok. Newcastle ile Sunderland’in şehir rekabeti, futbolun iyice palazlandığı yıllarda da devam etti. Bu kez çekişmenin kaynağı endüstri yarışında önde gelme isteğiydi. İki taraf da gemi yapımı, kömür ticareti gibi o dönemin yıldızı parlayan sektörlerine ağırlık vermişti. Hatta Sunderland taraftarlarının lakabı ?Mackem?in de şehirdekilerin gemilerle ilgili ?onları biz yapıyoruz? (we make’em) sözünden geldiği yaygın bir kanı.
Futbol rekabeti 1898’de başlıyor
Rekabetin futbol tarafına baktığımızda ise Newcastle United ve Sunderland’in ilk yıllarda doğrudan bir çekişmeye girmediklerini görüyoruz. İki takımın oynadığı ilk maçın tarihinin 1883 olmasına rağmen maçların derbi hüviyeti kazanması dokuz yıl alıyor. Bunun nedeni ise 19. yüzyılın son yıllarında iki kulübün de kentlerindeki tek takım olmaması. Eski adıyla Newcastle East End, West End’le; AFC Sunderland ise Albion’la üstünlük mücadelesini sürdürürken, 1892’de iki kentte de birer kulüp dağılıyor ve Newcastle-Sunderland rekabetinin futbol ayağı tam anlamıyla bu yıldan itibaren başlıyor. Hâlen pek çok kaynak, iki kulübün birbiriyle yaptığı maçları sıralarken ilk karşılaşma olarak 1898 yılındaki lig mücadelesini alıyor. Bu ilk maçı deplasmanda 3-2 kazanan ise Newcastle United. İlginç olan ise kupada 1902, ligde ise 1903 yılına kadar yapılan hiçbir derbiyi ev sahibi takımın kazanamamış olması. Bu iki serinin sonu da yine Newcastle galibiyetleriyle geliyor, ama ilk yıllarda daha üstün gözüken taraf Sunderland. Bu arada aynı yıllarda başlayan Kuzeydoğu İngiltere Ligi’nde de iki takımın yedek kadroları müthiş mücadelelere imza atıyor ve ligi sık sık ilk iki sırada bitiriyorlar. Ancak burada da Newcastle’ın her seferinde Sunderland’i geçmesi ve şampiyonluğu Tyne’dan Wear’e taşımasının otuz yıl alması, B takımlar düzeyinde de olsa Newcastle’ın şanını kurtarıyor. Aslında bu ilk yıllarda Newcastle’ın ara sıra bile olsa Sunderland’i yenebilmesi oldukça önemli. Çünkü İngiliz Futbol Ligi’nin ilk yıllarında Sunderland son derece güçlü bir ekip. Hatta kırmızı-beyazlıların 1891-1901 arasında tam dört şampiyonluğu var. Newcastle United ise liglerde ilk kez 1893 yılında, o da İkinci Lig’de boy gösteriyor. Dolayısıyla iki takım arasında yüzyıl başında önemli bir kuvvet farkı olduğunu söylemek mümkün.
Seyirci rekoru
Newcastle United’ın Birinci Lig’e çıkışı ve çok kısa sürede başa güreşir hâle gelmesi derbinin de seyrini bir hayli değiştiriyor. Sunderland’in şampiyon, rakibinin ise üçüncü bitirdiği 1901-02 sezonunda Paskalya Cuması’nda Newcastle’ın sahası St. James Park’ta oynanan maça kapasitenin tam kırk bin üzerinde seyirci geldiği biliniyor. 1903-04 sezonu ise tarihe Newcastle’ın ligi ilk kez Sunderland’in önünde bitirdiği sezon olarak yazılıyor. Daha sonraki yıllarda ise Newcastle da şampiyonluk kazanmaya başlıyor ve derbi iyice keyifleniyor. Newcastle’ın dört yıl içinde üçüncü kez şampiyon olduğu 1908-1909 sezonunda kendi evinde Sunderland’den yirmi sekiz dakika içinde sekiz gol yemesi ve maçı 1-0’dan 1-9 kaybetmesi unutulmazlar arasına giriyor. Bu yıllar aslında hem iki ekibin hem de derbinin altın yılları. Zira Tyne-Wear’in iki ezeli rakibi tarihlerindeki tüm şampiyonlukları İkinci Dünya Savaşı’na kadar olan döneme sığdırıyor. Savaş sonrasında hem Liverpool, Arsenal ve Manchester United’ın giderek artan hâkimiyeti hem de Wolves, Ipswich ve Burnley gibi şampiyonlukla yeni tanışan ekipler Kuzeydoğu İngiltere’nin futboldaki üstünlüğünü sona erdiriyor. Dickie Davis’in gol kralı olarak Sunderland’i lig üçüncülüğüne taşıdığı 1949-50 sezonundan sonra tam kırk dört sezon iki ekip de ligde ilk üçe giremiyor. 1994’te Newcastle tekrar bu başarıya ulaştığında, bu kez siyah-beyazlı formanın golcüsü Andy Cole gol kralı oluyor. Sonrasında ise Alan Shearer’lı yıllar ve Newcastle’ın şampiyonluk mücadelesi verdiği, ancak Manchester United’ı geçemediği sezonlar geliyor. Bu sezonların ilki olan 1995-96’da Newcastle United şampiyonluğu dört puanla kaptırırken, bölgenin diğer tarafında şampiyonluk kutlamaları yaşanıyor. Bunun nedeni ise Sunderland’in o zamanki adıyla Birinci Lig’i, yani ikinci kümeyi şampiyon bitirerek Premier Lig’e yükselmesi. Ancak ?Mackem?ler, Newcastle’ın şampiyonluğa oynadığı ikinci sezonu sondan üçüncü bitirerek lige veda ediyor. Bu sezonun bir önemli noktası da rakip taraftarların deplasmana gelmesinin yasak olduğu tek sezon oluşu. Sunderland’in Roker Park’taki son sezonunda güvenlik endişesiyle rakip seyirciyi istememesi ve Newcastle’ın da buna misilleme yapması, iki takımın da büyük mücadele verdiği sezonda derbileri tatsız bırakıyor.
Işık stadı Sunderland’e yaramadı
Sunderland’in yeni stadı Stadium of Light’a taşınmasının ardından buradaki ilk derbi 2000 yılında oynanıyor. Bu tarihten itibaren yeni statta oynanan her maç ya berabere bitiyor ya da Newcastle kazanıyor. Sunderland taraftarları kendi galibiyetlerini ancak St. James Park’ta görebiliyor, Stadium of Light’ın keyfini bir türlü yaşayamıyor. Yeni stadın lâneti ise iki taraf arasında oynanan son derbide, yani 2008’in Ekim ayında kırılıyor. 48 bin kişinin izlediği maçta Kieran Richardson’ın ağlara gönderdiği frikik golü, Sunderland’e kendi evindeki ilk galibiyeti getiriyor. Pek çok Mackem için Stadium of Light belki de o gün açılmış oluyor.
Kuzeydoğu İngiltere’nin iki ezeli rakibi, bu ayın sonunda bu sezonki ikinci derbilerine çıkacak. İki tarafta da keyiflerin yerinde olduğu söylenemez. Newcastle, Kevin Keegan’la, Sunderland ise Roy Keane’le olan birlikteliklerine son verdi ve geçici teknik direktörleri iş başına getirdi. İki takımın da ligdeki durumunun ne olacağı çok belli değil. Kuşkusuz ?Mackem?lerin de ?Geordie?lerin de en büyük korkusu 1990’ların başına dönmek, yani iki takımın da ikinci kümeden çıkmak için çırpındığı günlere…
İlk Yorumu Siz Yapın