Bilen bilir, ben AEK taraftarıyım. Sıkı AEK taraftarıyım hem de.
Bazen soruyorlar ?neden AEK?? diye. Cevabı basit aslında.
Bir gün gurbet elde kendini İstanbul’u özlediğin için ağlarken bulursan sen AEK’lisindir zaten. Sen AEK’i seçmezsin, AEK seni seçer.
Çünkü AEK bir özlem meselesidir. Arkada bırakılıp gidilen yuvanın yasıdır. AEK, geri dönemeyeceğini bilmek ve hayatta kalmaya çalışmaktır.
AEK; Galata’da Todoraki, Beyoğlu’nda Vasilaki’dir. Sen hatırladıkça unutasın diye dolduran Panayaki’dir. Dede Efendi’nin bestesine yazılan yer yer Rumca, yer yer Türkçe, Ermenice, Ladino güftedir. TRT o sözleri arşivinden Yunanca diye silerken; Keramikos’un, Gazi’nin oralardan Türkçe söylene söylene geçen mübadil çocuğu amcadır AEK. Keti Teyze’nin evinde pişen yemeğe ekmeğini banan Afacan Ahmet’tir. Atina’da baharat kokusu, İstanbul’da paskalya çöreğinin mahlebidir. Rita Abaci, Antonis Dalgas, Stelyos Kazancidis’tir.
Adı yok edilen Tatavla’dır, bir gecede çakılan Kurtuluş, Ergenekon, Türkbeyi, Şahadet tabelalarıdır. Doğduğun ülkede adının unutulması, kendinden habersizlerin ağzında ?a-e-ka? olmaktır. Beyoğlu’dur, Büyükada’dır, Yordan’dır, Sofiyanidis’tir, Lefter’dir.
Üç harf, tek kelimedir AEK; aşk gibi. Yazıldığı gibi okunur.
AEK, hüzünlü bir vedayı ve zorunlu bir sürgünü, mutlu bir geçmişe ve geleceğe olan hasretle bastırmaktır.
Özlemin sarı-siyah olanıdır AEK. Doğum günü kutlu olsun.
?????? ????? ?????? ???!
İlk Yorumu Siz Yapın