Dürüst başlamak istiyorum: Ben Emo’lardan hoşlanmıyorum. Müziklerinden, hayata bakışlarından en az ait oldukları çağdan sıkıldığım kadar sıkılıyorum. Dahası, İstanbul’da belli başlı toplaşma yerlerinden bir tanesi benim yan sokağım. Cumartesi gündüzleri canım örneğin Moda’ya yürümek isterse Vans reklamından fırlamış bir güruhu yarıp geçmek zorundayım. Üstüme kaynaksız depresyonları siniyor, sevmiyorum. Kendi ergenlik çağımda tiksindiğim grunge insanlarına (ki…
bütün renkler hızla kirleniyordu, birinciliği siyah-beyaza verdiler
Biz böyle değildik o zamanlar. Kendimize ait bir dünyamız vardı, kendi sevinçlerimiz, kendi üzüntülerimiz, kendi zaferlerimiz, kendi kayıplarımız… Büyüklüğümüzü başkalarıyla ölçmezdik o zamanlar, kendimiz gibi kalabildiğimiz kadar mutlu, mutlu olabildiğimiz kadar büyüktük. Sevinçlerimiz meydanlarımıza sığmıyordu, üzüldüğümüzde birbirimizin omzuna yaslanıyor, yine de başımız yere inmiyordu. Onuruyla yaşamanın yanında büyüklük neydi ki? Zastava’larımızı alıp Jadranska More’ye iniyorduk…
vatanı tronşonistler’den kurtarırken
Bahar yerini yaza bırakmaya başlayınca bizim ev dayanılmaz oluyor. Hele akşam güneşi vurdu mu, salonda oturmak imkansız, insan kilo düşmeye başlıyor vallahi. Mecburen balkona kaçıyoruz, zaten küçücük ev, başka kaçacak yer yok; ya balkon, ya da küveti doldurup içine oturacağız. Balkonda hamak var onda yatıyorum, yere de kediye yer yaptım, başına güneş geçmesin diye su…
alengirli bir iş için dişli bir kiracı aranıyor
Hayatta her zaman sakin olmak gerekmeyebilir. Yani herkese karşı sakin olunması gerekli olmadığı gibi, bazen özellikle sukûnetle yaklaşılmaması gereken şahıslarla da karşılabilir insan. Böyle durumlarda insanın içinin içini yemesindense, karşısındakinin siniriyle uğraşmaya başlamasının elzem olduğunu düşünüyorum. En azından ben bunu yapmayı tercih ediyorum. İnfilak edeceksem de bunu birinin üzerinde gerçekleştiriyorum. Bir nevî psikolojik intihar bombacılığı.
Newcastle-Sunderland: İki Şehrin Hikâyesi
Artık herkesin malûmu olduğu üzere, derbinin klasik anlamı, bir şehrin iki takımının karşılaşması. Ancak ?derbi? teriminin doğduğu İngiltere’de, ülkenin küçük yönetim birimlerine ayrılması ve aynı bölgede birbirine oldukça yakın şehirlerin bulunabilmesi, bölgesel mücadelelerin de derbi özelliği kazanmasının önünü sonuna kadar açıyor. Hatta bu derbiler, hangi şehrin o bölgedeki ?esas çocuk? olduğunu belirleme noktasında öne de…
şeşbeş ile hepyek
?Asla? diye bağırmış bulundu, kimin başlayacağını belirleyen o tek zar atışını kazanmanın içten sevincini yaşarken. ?Neye asla?? diye sordu beriki. ?Genel olarak? diye yanıtladı diğeri zarları alırken. İkinci zarın tavlada kalmasından hoşlanmamıştı. Rakibinden çekip almayı tercih ederdi. ?Arada sırada ‘asla’ diyerek prensip antrenmanı yapıyorum?. Şeş-ü dü gelmişti. Bir pulu yukarıdan kendi köşesine yaklaştırdı, ikiyi içeriden…
Komşuda İstanbul-İzmir rekabeti: AEK – Panionios
Futbola ve İstanbul’a fena hâlde gönlünüzü kaptırmışsanız Yunanistan’a gidip de Atina’da yaşayan İstanbullular’ın takımı AEK’in maçına gitmemek olmaz. Hele ki İzmir göçmenlerinin takımı Panionios’la oynuyorsa. Atina’da öğlen yoğurtlu kebap – kazandibi yiyip akşam İstanbul – İzmir futbol rekabetine tanıklık etme ihtimaliniz, bunu Türkiye’de yapabilme şansınızdan daha yüksek. Zira İstanbul’un büyükleriyle İzmir’in devleri artık ne yazık ki ayrı liglerde yer alıyor….
Çin Ligi: Bir acaip zor yarış!
Çin Halk Cumhuriyeti, geçtiğimiz günlerde tüm zamanların en yüksek bütçeli Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yaptı. Ucuz iş gücüyle tanınmasına karşın oyunlar için milyonlarca doları harcamaktan çekinmeyen Çin, aynı zamanda dünyanın en pahalı futbolcularından birkaçını da konuk etti. Ronaldinho’nun, Messi’nin, Riquelme’nin forma giydiği Olimpik Futbol Turnuvası, yüzme ve atletizmin gölgesinde kalmaktan kurtulamadıysa da eski olimpiyatlara kıyasla…
içimdeki?
Evhamlıyım. Sürekli bende bir şeylerin yanlış gittiğinden şüpheleniyorum, ama doktora gitmiyorum. Doğrusu, doktora gitmekten korkuyorum, daha doğrusu bana neyimin olduğunu söylemesinden. Evet, ev yapımı evhamlarla çıldırmak daha zevkli değil ama yine de idare edilebilir bir tarafı var. Evham dalga dalga gelir, her şeyin kötü gittiğini hissedersin, endişelenirsin, ?aman canım iyiyimdir? dersin, geçer, sonra yine gelir….
?tertemiz oyunlar? radikal 2?de
“Tertemiz oyunlar, plastik kahramanlar” başlıklı yazım, geçtiğimiz pazar günkü Radikal 2’de yayınlandı. Yazının elektronik versiyonunu aşağıdaki linkten takip edebilirsiniz. http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=EklerDetay&ArticleID=895449&Date=26.08.2008&CategoryID=42