Fenerbahçe’nin UEFA Avrupa Ligi’nde Yunanistan’ın PAOK ekibiyle eşleşmesi, gözleri Selanik’in siyah-beyazlı takımına çevirdi. PAOK’un İstanbul kökenli bir kulüp olması bu iki maça gösterilen ilgiyi de oldukça arttırdı.
Türkiye ve Yunanistan arasındaki benzerlikler ve farklılıklar, milliyetçilikler yüzyılının kanlı tarihiyle birleştiğinde güvensizlikler ve gerginlikler şeklini alıyor. Ancak bir yandan da iki tarafın birbirine duyduğu karşı konulmaz bir merak var. PAOK hakkında da Türkiye’de tevatür çok; Beşiktaşlı oldukları için amblemlerinin kartal olduğundan tutun da, taraftarlarının Sırbistan’daki Partizan’a neo-nazi oldukları için sempati duyduğuna kadar. Hatta PAOK’un K’sinin Konstantinoupoli olmasını kulübün İstanbul’u geri almak amacıyla kurulduğunun delili sayanlar bile var.
PAOK, tıpkı Atina’daki ezeli rakibi AEK gibi bir Beyoğlu kulübünün devamı. 1923’teki mübadeleye dahil olmayan İstanbul’dan savaş yıllarında yaşanan gerginliklerden ürkerek ayrılan Ermis Kulübü yöneticileri 1926’da Selanik’te PAOK’u kuruyorlar. Kulübün renklerinin Beşiktaş’la hiçbir ilgisi yok. Siyah, yaşanan felaketi, beyaz ise geleceğe duyulan umudu simgeliyor. İsimde Konstantinoupoli’nin geçmesi ise aslında Türkiye’de Komotini’ye Gümülcine, Xanthi’ye İskeçe denmesinden çok da farklı değil.
PAOK’un Selanik’teki taraftar sayısı Aris’in oldukça gerisinde olsa da pek çok diğer Yunanistan kulübü gibi ateşli ve sadık taraftarlara sahipler. En büyük taraftar grupları Thyra Tessera ya da Gate4 (Dördüncü Kapı), adet olduğu üzere ismini maça giriş yaptıkları kapıdan alıyor. Thyra4, kulüp yönetiminde de oldukça etkili bir taraftar grubu. 2004’te yayıncı kuruluş Alpha Digital’in iflası sonrası Yunan kulüplerinin girdiği mâli krizde başkan Gumenos’un kulübü çöküşe götürmesine karşı bu grubun açtığı savaş, 2007’de PAOK’un efsanelerinden millî takım kaptanı Thedoros Zagorakis’in başkanlığa gelmesiyle sona ermişti. Thyra Tessera’nın bu süreçte başbakanla görüşmek üzere Selanik Kongre Sarayı’nı basma gibi vukuatları da var. Grup bu mücadelesinde Beşiktaş’ın Çarşı’sından da önemli destek görmüştü.
Thyra4’nın en önemli müttefiki Sırbistan’daki Partizan’ın Grobari taraftar grubu. Grobari’nin milliyetçi tutumu, PAOK taraftarının da Türkiye’de “faşist” olarak algılanmasına yol açıyor. Yunanistan’la Sırbistan arasında Türkiye’yle Azerbaycan arasındakine benzer bir sempati var. Medyanın ve egemen kültürün dayattığı bu “dindaşlık” ilişkisi, tıpkı Türkiye’deki gibi, orada da fazla sorgulanmıyor. Partizan’la PAOK’un renktaş olması da iki taraftarı birbirine yakınlaştırıyor. Benzer bir ilişki Olympiakos’un Thyra7’sı ile Kızılyıldız’ın Delije’si arasında da var. Bu ilişkiler milliyetçi ve dini tandanslar taşısa da çok da kaygı verici sayılmamalı. Zira Thyra4, Çarşı’ya da başka nedenlerden sempati besleyebiliyor.
Eğer Fenerbahçe taraftarı PAO maçındaki gibi ulusalcı kimi ressamların gazına gelmezse, aslında tribündeki pek çok taraftarın empati kurabileceği bir takım gelecek İstanbul’a. Endüstriyel futbola karşı, değerlerine bağlı PAOK taraftarının hasletiyle pek çok Fenerbahçelininki çok da farklı olmasa gerek.
İlk Yorumu Siz Yapın