Saraybosna’ya geldiğimden beri Türkçe konuşmuyorum. Başçarşiya esnafının ne kadar iyi Türkçe konuştuğunu kulaklarımla duydum, ama yine de elimden geldiğince bildiğim 15-20 Boşnakça kelimeyi kıra döke iletişim kurmaya çalışıyorum. Bunun çok basit bir nedeni var. Başçarşiya, Türkiye’den gelen muhafazakar turistlerle dolup taşmış durumda. Bunda tabii ki bir sorun yok, ama bundan kaynaklanan bir sorun var. Her sabah şehrin içine karışmak için Başçarşiya’nın içinden geçerken bu turistlerin Osmanlı fantezilerine kulak misafiri oluyorum. Buraya ülkemden biraz olsun uzak kalmak ve kafamı toplamak için gelmiştim ancak ülkem olabilecek en çekilmez versiyonuyla beni Başçarşiya’da yakalamayı başardı. Geçen gün çarşının sokaklarından Bravaciluk’taki favori börekçimde rast geldiğim üzere Türk turistler burada muhabbete göbeğinden Türkçe giriyor ve karşıdakinin ne kadar Türkçe anladığını sorgulamaksızın komutlara başlıyorlar. Burada zaten bin çeşit yiyecek yok, neyin ne olduğunu anlamak toplam üç dakika sürüyor. Siparişi parmak işaretleriyle vermek de fazlasıyla mümkün, dört çeşit börek var, birini gösteriyorsunuz, getiriyorlar. Hadi siparişi Türkçe verdin, bari teşekkürü Boşnakça et. Bir ?hvala? demek çok mu zor? O kafanda aksesuar olarak taşıdığın az sayıdaki gri hücre uçak bileti alıp, otel ayarlayacak kadar çalışmışsa beş harfli bir sözcüğü öğrenirken de işine yarar, ayrıca hiçbir şey de kaybetmezsin. Aksine o çok derin bağların olduğunu iddia ettiğin o ülkeye, kültürüne, insanlarına duyduğun saygıyı küçücük bir çabayla göstermiş olursun.
Asıl mesele de burada başlıyor. Abim nasıl bir imparatorluk kibiriyle donanıp gelmişse buraya, karşısına çıkan herekse Osmanlı sancak beyi edasıyla destursuz Türkçe hitap edebiliyor. Gören de sanır ki beyimiz Osmanoğulları?ndan. Ulan edepsiz, senin deden de o Osmanlı?nın zavallı tebaasından değil miydi? Azı Türk, çoğu devşirme Osmanlı hanedanıyla akrabalığı nereden kurdun? Haydi diyelim akrabasın, bu sana bu ülkenin insanına tebaa muamelesi hakkı verir mi?
Sen bu kafayla Başçarşiya?dan dışarı adım atamazsın, atamıyorsun da zaten. Çünkü Saraçi?den devam edip Ferhadiya?ya çıktığın an karşına farklı, görmek istemediğin bir Saraybosna çıkacak. Osmanlı?nın buralardan çekildiği zamanla o çok yanlış anladığın Aliya dönemi arasında, bu koca zaman diliminin öncesinde ve sonrasında bu şehrin kültürünü ilmek ilmek ören her şey çıkacak karşına. Ortodoks ve Katolik kiliselerinin karşılıklı huzur içinde durduklarını göreceksin, en az ezan sesi kadar yüksek çan sesleri gelecek kulağına. Tito günlerini saygıyla anan, dükkanından Josip Broz?un posterini eksik etmeyenleri göreceksin. Kafalarında kovboy şapkaları, ayaklarında şortlar ve çizmelerle sabahın köründen gecenin bir yarısına kadar bağrış çağrış satranç oynayan amcaları göreceksin Aliya İzzetbegoviç Parkı?nda. Ölülerini kalplerinde ve yanı başlarında tutan mağrur ama neşeli Boşnak halkını göreceksin. Hüsrev Beyt Camii?nin avlusundan ayrılmayan Kur?an kursu kızlarından başkalarının da olduğunu fark edeceksin, bir metresi bacaktan mamül çekici ama kendi hâlinde 1.85?lik Boşnak kızları onar, yirmişer üstüne gelecek, gözlerini alamayacaksın. Saraybosna?nın acımsı ama kolay içilen birası Sarajevsko Pivo?nun kokusu gelecek burnuna.
Sana kimse ?gel bu dünyanın parçası ol? demiyor. Kimse senin yaşam tarzını da değiştirmeye çalışmıyor, başka türlü yaşamaya zorlamıyor. Nasıl yaşadığını eleştirmiyor da. En azından ben eleştirmiyorum, eleştiren olursa da var gücümle savunuyorum seni. Ama sen de kafanı kumdan çekip başkalarının başka hayatlar yaşadığını kabul etsen ne güzel olurdu. Haydi kendi ülkene, kendi ülkendeki değişik seslere tahammülsüzsün, bari şu güzel şehrin insanlarına bu şansı tanı. Yapamazsın biliyorum, Osmanlı mastürbasyonunu bırakıp Başçarşiya?dan dışarı adımını atamazsın.
Haydi onu yapamazsın anladık da, bir ?hvala? desen ölür müsün?
Saraybosna 08.06.2010
Not: Neden fasıla? Çünkü bu yazıları hep nefeslendiğim anlarda yazdım. Bir şeyler içimde biriktiğinde bir kenara çekilip fasıla vermek suretiyle ortaya çıkmış yazılar bunlar.
[…] This post was mentioned on Twitter by . said: […]
tatilde bile rahat duramayıp neo-osmanlıcılara ayarı çekmişsin. senin gibi insanların varlığı nefes aldırıyor bize de. eyvallah.