Artık herkesin malûmu olduğu üzere, derbinin klasik anlamı, bir şehrin iki takımının karşılaşması. Ancak ?derbi? teriminin doğduğu İngiltere’de, ülkenin küçük yönetim birimlerine ayrılması ve aynı bölgede birbirine oldukça yakın şehirlerin bulunabilmesi, bölgesel mücadelelerin de derbi özelliği kazanmasının önünü sonuna kadar açıyor. Hatta bu derbiler, hangi şehrin o bölgedeki ?esas çocuk? olduğunu belirleme noktasında öne de çıkabiliyor. Pek çok şehrin Londra gibi dört-beş kalburüstü takım çıkarmasının mümkün olmadığı da düşünüldüğünde, şehirlerin büyük takımları genelde ezeli rakibini komşu şehirde buluyor. Yani aslında İngiltere’nin birçok yerinde yaşanan, büyük ölçekli bir ?aşağı mahalle-yukarı mahalle? rekabetinden başka bir şey değil. Bu bazen rakip yokluğunda sık sık karşı karşıya gelmekten kaynaklanıyor; kimi zaman ise köklerini önemli tarihsel olaylardan ve sosyal olgulardan alıyor. Derbinin kalıcılığını ise son kertede başlangıcındaki olayların öneminden daha fazla, tarafların o rekabeti ne kadar ciddiye aldığı belirliyor. Bazen taç atışını kimin kullanacağıyla ilgili bir tartışma, insanları iki kent arasındaki derin ayrımlar kadar etkileyebiliyor. Söz konusu olan İngiltere’nin kuzeyindeki Tyne and Wear Bölgesi olduğunda ise rekabetin köklerini daha ciddi olaylarda aramak gerekiyor.