AKP?linin rant hırsı gibi, yandaşlarının zincirleme yalan kazaları da bitmek bilmiyor. Ayrımcılık ve rant üzerine bina edilen bir rejimin buram buram yolsuzluk kokan icraatlarını aklamak ise orada burada beslediği medya piyonlarına kalıyor. Daha önce Noam Chomsky?nin ağzından yazılan ?milkport? mektubu, yüz kişilik üstü çıplak, deri eldivenli çetelerin başörtülü bacılarımızın üstüne işediği Kabataş yalanı, bir günde değişiveren Kobanê koridoru manşetleri derken, sıra yerel yönetimlerin yediği nanelere geldi.
Üsküdar Belediyesi, AKP?li belediyelerin fantastik performansları arasında özel olarak anılmayı fazlasıyla hak ediyor. AKP, İstanbul?un merkez ilçelerinden Üsküdar?da seçim kampanyası boyunca belediyeyi yeni adayı Hilmi Türkmen?in kampanyası için kullanmış, Eski Başkan Mustafa Kara?nın döneminin son günlerinde yapılan her şeyin açılışını, örneğin seçim rüşveti olarak yapılan taksi duraklarınınkini, Türkmen seçim şovuna çevirmişti. Buna rağmen Üsküdar Eski Müftüsü ve CHP Adayı İhsan Özkes karşısında Türkmen seçimde bir hayli zor duruma düştü ve şaibeli bir şekilde son anda öne çıktı. Özkes seçime itiraz ederken, AKP, Üsküdar Belediyesinde düzmece bir devir teslim töreni düzenledi ve Hilmi Türkmen daha mazbatasını almadan koltuğa çöküverdi.
Türkmen?in ilk icraatı Üsküdar Belediyesinin logosunu değiştirerek, kendi isminin Üsküdar?dan büyük yazıldığı bir tuğraya dönüştürmek oldu. Türkmen, hemen sonrasında daha geçen yıl belediyenin büyük masrafla yaptırdığı ramazan çadırının yerine, içi LED ekranlarla dolu yeni bir tente yaptırdı. Tentenin başına kocaman posterini koydu, üstüne de tuğrasını nakşettirdi. Ramazan bittikten sonra bu lüks çadır, başta İHH olmak üzere cihatçı derneklerin kermeslerine tahsis edildi. Yandaş dernekler para toplarken, belediye de bedava çay ve limonata dağıttı. Cihat kermesleri bitince de tente apar topar söküldü, herhalde kazara sade vatandaş da kullanmasın diye. Bu sırada, Üsküdar sahilini, tam bu tentenin bulunduğu alanın yanı başını, üç kez su bastı. Marmaray inşaatından sonra kanalizasyon sisteminde yapılan değişiklikler yüzünden deniz Üsküdar sahiline taştı. Üsküdar Belediyesi topu İstanbul Büyükşehir?e, İBB de Üsküdar?a attı. Ne de olsa hizmet, belediye imkanlarıyla cihat propagandası yapmak kadar önemli değildi.
HİLMİ PADİŞAH?IN ?ÇILGIN PROJE?Sİ
Üsküdar sahilinin işi bitince, sıra Validebağ Korusu?na geldi. Hilmi Türkmen, daha seçim döneminde bu değerli yeşil alanı yapılaşmaya açacağını ?çılgın proje? vaatleriyle muştuluyordu. Türkmen, bu dönemde TRT tarafından çekilen propaganda-haberlerde koruya ?antik tiyatro? ve ?doğal gölet? yapacağından bahsediyordu. Hilmi Türkmen o kadar cevval bir belediye başkanıydı ki, yer kabuğunu büküp doğal gölet oluşturabiliyor, Antik Çağ?a geri gidip antik tiyatro yapabiliyordu. Gözümüzün önünde, bir belediye başkanı tanrılaşıyor, tatlı tatlı şirk koşarak vaatlerini uçuruyordu. Ne de olsa mini bir padişahtı kendisi, tuğrası bilem vardı!
Bilmeyenler için bilgi verelim. Validebağ Korusu, bölgenin en değerli yeşil alanı olmasının yanı sıra, iki ilçeye yayılmış 60 bin nüfuslu dev Acıbadem Mahallesi?nin üç deprem toplanma alanından biri. Bu toplanma alanlarından ilki, eski Otosan fabrikasıydı. Burası Kadir Topbaş?ın özel emriyle imara açıldı ve üstüne yandaş holdinglerce AkAsya AVM yapıldı. Belediye, Acıbadem ve Hasanpaşa?daki trafiği yeniden düzenleyerek bu AVM?nin önünden geçmeyen tüm sokaklara ?taşıt giremez? levhası dikti. ?Tek Yön? tabelalarını izleyince doğrudan AkAsya?nın (evet, ismi böyle yazılıyor) önüne çıkıyorsunuz. İkinci deprem toplanma alanı Validebağ Korusu ise şimdi ?cami inşaatı? kılıflı rant operasyonuyla imara açılmak isteniyor (üçüncü alan olan Küçük Çamlıca?ya 60 bin kişinin tırmanması zaten mümkün değil). İnşaata karşı verilen yürütmeyi durdurma kararı ise belediyenin el altından yaptığı parsel numarası değiştirme operasyonuyla bypass edilmek isteniyor. Diken İnternet sitesinden Nur Banu Kocaaslan belediyenin bu cinliğini belgeleriyle ortaya koydu (http://www.diken.com.tr/uskudarbelediyesi).
BELEDİYENİN SOSYAL MEDYACISI: ?YAVHEEHEE??
Belediyenin kuyruklu yalanları halının altına süpürülemez hâle gelince, Türkmen?in ekibi de, her kuyruğu kaptırmış yandaş belediyenin yapacağı gibi, sosyal medya üzerinden dezenformasyon yapmaya başladı. Dezenformasyon operasyonu belediyenin resmi Twitter hesabı @uskudarbld?nin yanı sıra Haziran 2012-Nisan 2014 arasında belediyenin Sosyal Medya Koordinatörlüğünü yapan, şu an da Özel Kalem Müdürü Asistanı olan (evet, belediyede ofisboy?a kadar herkes müdür filan) Ufuk Çakır (@ufukral) tarafından yürütüldü. Ufuk Çakır, cami inşaatıyla ilgili dezenformatif bir görseli paylaştı. Kendisine parsel numaralarının değiştirilmesini sorduğumuzda ise şu cevabı aldık: ?yavheeeheeeee sen haklısın hee sen biliyosunheee.? Çakır, daha sonra Üsküdar Belediyesi?nin sosyal medyacısı olmadığını iddia etti. Oysa Twitter hesabı (http://twitter.com/ufukral) ve LinkedIn hesabı (http://bit.ly/ufukcakir) bu yetenekli gencin kendi yalanını yüzüne vuruyordu. Çakır, daha sonra Twitter hesabını kilitledi ve LinkedIn hesabını ?milli iradenin gücünden aldığı cesaretten olacak- siliverdi.
Üsküdar Belediyesinin son altı aydaki icraatları, Validebağ Korusu?nun başına gelenler ve belediyenin sosyal medya intiharı; Türkiye?nin nasıl bir rejimle ve hangi çapta kadrolarla yönetildiğinin küçük bir örneği yalnızca. Ülkenin her köşesinde, her AKP?li belediyede, il başkanlıklarında, valiliklerde, kaymakamlıklarda benzer hikayeleri mebzul miktarda bulmak mümkün. Üsküdar?ı altı ayda üç kez su bastı. Bu kafayla yönetilen Türkiye?yi on iki yıl sonunda ne basacak, ulu Manitu bilir!
İlk Yorumu Siz Yapın